TÇCD 2019 37th Annual Congress of Turkish Pediatric Surgical Association & STEPS 2019

View Abstract

Poster - 89

Thoracoscopic resection of lesions for the treatment of spontaneous pneumothorax and our experiences

M Akın*, Ş Filiz*, M Kaba*, M Demir*, A Yıldız*, E Özmen**, ÇA Karadağ*, N Sever*, Aİ Dokucu*
*Şişli Hamidiye Etfal Research and Training Hospital, Pediatric Surgery Clinic. Istanbul. Turkey
**Departmant of Radiology, Şişli Hamidiye Etfal Training and Reserch Hospital, İstanbul

Introduction: Spontaneous pneumothorax(SP) is especially a disorder
for adolescent patients. The aim of the study was to evaluate the patients with SP who were treated with thoracoscopic resection.

Methods: We retrospectively collected the data of patients with SP operated with VATS between 2012 and 2019.


Result: Seventeen patients were admitted to our hospital with SP.17 patients(13 male, 3 female) an average age was 16.6 (12-17) years. All patients have chest pain and all of them were evaluated with x-ray-chest-graphy and computed tomography (CT). CT presented bleb formations at apical 
area of twelve patients and at superior segment of inferior lobe in one 
of them. Seven patients had right side, 6 patients had left side, 4 patients had bilateral pneumothorax. All of the patients continuing air leakage despite tube
 thoracostomy. One of bilateral pneumotorax was admitted by right pneumothorax and tube toracostomy (TT) was placed and the patient was operated. During recovery period left pneumotorax developed. Despite TT, pneumothorax wasn’t solved and the thoracoscopic resection was performed. Bulleas were detected on 13 patient’s on CT. They were operated with VATS and 40-60 mm staplers. Bullea formation was determined in remaining three patients during VATS. Apical lobe resection was performed for one patient, anthracosis was detected. Average tube thoracostomy time was
 4.9(3-11) days postoperatively. Three of the patients had blebs, one of
the patients had Congenital Cystic Adenomatoid Malformation(CCAM)
, 3.2(1-7) years and the last one had chronic emphysematous tissue on
 pathological analyses. Post operative follow up time was 2.2 (1-7) years without any
complication.

Conclusion: Blebs, CCAM and emphysematous lung tissue
 can cause SP. Thoracoscopic resection should be 
the first choice as it is an minimal invasive surgery with the
 advantage to reach lesions even in apical tissues. In patients with
 CCAM, resection an long term follow up can be done instead of
 lobectomy.

Spontan Pnömotoraks Tedavisinde Torakoskopik Rezeksiyon Deneyimlerimiz ve Sonuçlar

M Akın*, Ş Filiz*, M Kaba*, M Demir*, A Yıldız*, E Özmen**, ÇA Karadağ*, N Sever*, Aİ Dokucu*
*Şişli Hamidiye Etfal EAH, Çocuk Cerrahisi Kliniği, İstanbul, Türkiye
**Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Radyoloji Kliniği, İstanbul

Giriş: Spontan pnömotoraks özellikle adölesanlarda görülen bir hastalıktır. Ana nedeni bül formasyonu ve bleblerdir. Video yardımlı torakoskopik cerrahi (VATS) özellikle apikal segmentlere ulaşmak ve kolay rezeksiyon yapmak için avantajlıdır. Çalışmamızda, torakoskopik rezeksiyon yapılan spontan pnömotoraks (SP) tanılı hastalar değerlendirildi.

Metod: Haziran 2012- 2019 tarihleri arasında SP nedeniyle torakoskopik rezeksiyon yapılmış hastaların operatif ve klinik bulgularını geriye dönük değerlendirildi.


Bulgular: İlgili tarihler arasında 14 erkek ve 3 kız toplam 17 hastada 20 torakoskopik girişim yapıldı. Hastaların yaş ortalaması 16.6 (12-17) yıldı. Hastaların hepsi acil servise göğüs ağrısı ile başvurmuş olup hepsinin PA-Akc grafisi ve BT’si mevcuttu. Preoperatif BT değerlendirilmesinde olguların 12’sinde bül saptandı. Bir hastada apikal lob ve alt lobun üst seviyelerinde de bül görüldü. Hastaların 7’si sağ, 6’sı sol, 3’ü bilateraldi. Tüm hastalarda GT uygulamasına rağmen hava kaçağı devam ediyordu. Bilateral bir olgu sağ pnömotoraks nedeniyle başvurdu, göğüs tüpü (GT) ve rezeksiyon tedavisi sonrası, klinikte yatarken karşı tarafta pnömotoraks gelişti. GT tedavisine rağmen sol akciğer ekspanse olmadı, pnömotoraks kliniğinde rezeksiyon yapıldı. Rezeksiyonlar düz stapler ile yapıldı. Ortalama 3.3 (2-5) adet, 40- 60 mm lineer stapler kullanıldı. BT de bül saptanmayan 3 olguda torakoskopik büller saptandı. Torakoskopik de bül saptanmayan bir hastada apikal rezeksiyon yapıldı. Antrakoza bağlı amfizematöz değişiklik saptandı. Cerrahın tercihine göre 7 hastaya plevral ablazyon, 2 hastaya lokal plevrektomi yapıldı. Postoperatif GT süresi ortalama 4,9 (3-11) gündü. Hastaların 13 tanesi bül formasyonu, 1 tanesi konjenital kistik adenoid malformasyon (KKAM) tip 2, kronik amfizematöz doku tanısı almıştır. Postoperatif takip süresi 3.2 (1-7) yıl ve bu süre herhangi bir komplikasyon ve nüks gelişmedi.

Sonuç: Bül, KKAM ve amfizematöz akciğer dokusu spontan pnömotoraksa neden olabilir. Torakoskopik rezeksiyon, apikal akciğer dokularda bile kolaylıkla uygulanabilir ve güvenilir yöntemdir. KKAM tanılı rezeksiyon yapılan hastalarda lobektomi yapmak yerine uzun süreli takip yapılabilir.

Close