Poster - 29
Demographic, Clinical and Laboratory Results of Patients with Blunt Liver Trauma: Retrospective Analysis years of 2006-2016
S Akdeniz, MH Okur
Dicle University Medical Faculty Department of Pediatric Surgery
Introduction and Objective: In this study, it was aimed to retrospectively investigate the patients who had been diagnosed with blunt liver trauma who admitted to our clinic between December 2006 an d December 2016; and to assess our demographic, clinical and laboratory experience by observing the changes in the diagnosis, follow-up and treatment process that we applied in organ injuries.
Material and Method: Retrospectively 200 patients, who had been admitted to Dicle University, Faculty of Medicine Pediatric Surgery due to Liver trauma were studied and 190 patients included in this study . In addition to demographic characteristics such as age and gender of the patients, pre-treatment injury mechanism, degree of injury with radiological methods (MediCalc® - U .S. trauma, organ severity scoring system), treatment modality, time of hospital stay in intensive care unit, comorbid injuries and mortality rates, and Pediatric trauma scores were evaluated. (Frequency, Percent, Mean, Standard deviation) as well as descriptive statistical Kolmogorov Smirnov distribution test was used to examine the normal distribution. Qualitative data Pearson Chi-square test and Fisher Exact test were used for comparison . Quantitative in the case of two groups in comparison of the data, groups of normal distribution parameters Independent samples between samples test was used.
Results: It was found that 73.2% of the pediatric patients were male and 49.5% of the patients were between 4-8 years old and 57.6% of the patients had a fall in height from trauma. Blood transfusion was not performed in 73.2% of the patients and 25.8% had no grade according to the AAST classification. There was no statistically significant difference between the type of injury and age, sex and additional organ damage.
Conclusion: Trauma due to falls from height and traffic accident can be treated with conservative methods in pediatric group. In this group, morbidity and mortality are low due to the small size of the body surfaces and the flexible structure of the skeletal system. In pediatric groups, due to the fact that traumas develop due to falling from a high level, trainings to be given to families are very important in minimizing trauma-related mortality.
Künt Karaciğer Travmalı Hastaların Demografik, Klinik ve Laboratuvar Sonuçları: 2006-2016 Yıllarının Retrospektif İncelemesi
S Akdeniz, MH Okur
Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi AD
Giriş ve Amaç: Bu çalışmada Aralık 2006 – Aralık 2016 tarihleri arasında Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisine başvuran künt karaciğer travması tanısı almış hastaları geriye dönük tarayarak; organ yaralanmalarında uygulanan tanı, takip ve tedavi sürecindeki değişimler ile demografik, klinik ve laboratuvar uygulamalarının değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
Gereç ve Yöntem: Araştırmaya Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisine başvuran karaciğer travması nedeniyle takip ve tedavi edilen 190 hasta çalışmaya dahil edildi. Çocukların yaş ve cinsiyet gibi demografik verilerine ek olarak, tedavi öncesi yaralanma mekanizması, radyolojik yöntemlerle yaralanmanın derecesi, tedavi şekli, yoğun bakımda yatış süresi, eşlik eden yaralanmalar, Pediatrik Travma Skorları değerlendirildi. Çalışma verileri değerlendirilirken tanımlayıcı hesaplamalar, Pearson Ki-Kare testi ve Fisher Exact test ile t testi kullanıldı.
Bulgular: Çocuk hastaların %73,2’sinin erkek %49,5’inin 4-8 yaş arasında, olduğu, hastaların %57,6’sının travma nedeninin yüksekten düşme olduğu saptandı. Hastaların %73,2’sine kan transfüzyonu yapılmadığı, %25,8’inde AAST sınıflamasına göre grade derecesi olmadığı saptandı. Yaralanma şekli ile yaş, cinsiyet ve ek organ hasarı arasında istatiktiksel olarak anlamlı bir farklılık saptanmadı. Sonuç: Yüksekten düşme, trafik kazası gibi nedenler ile gerçekleşen travmalar, pediatrik grupta çoğu zaman konservatif yöntemler ile tedavi ile edilebilmektedir. Bu grupta vücut yüzeylerinin diğer gruplara oranla küçük olması ve iskelet sisteminin esnek yapısı sayesinde morbidite ve mortlite düşüktür. Pediatrik gruplarda, travmaların özellikle yüksekten düşmeye bağlı gelişmesi nedeniyle, travmaya bağlı mortalitenin minimalize edilmesinde ailelere verilecek eğitimler büyük önem taşımaktadır.