Oral Presentation - 11
The results of long-term dilatation therapy in corrosive esophageal stricture
D Gürel, A Yıldız, N Sever, M Demir, M Kaba, D Yiğit, Ş Yeşilkaya, ÇA Karadağ
Health Sciences University, Şişli Hamidiye Etfal SUAM, Pediatric Surgery Departmant, Istanbul
Aim: Accidental ingestion of corrosive substances in children can often cause esophageal burns in acute period and esophageal strictures in the chronic period. This study aims to investigate the treatment results who were treated with esophageal dilatation due to corrisive esophageal stenosis and to evaluate the satisfaction of the patients.
Methods: The files of 53 patiens who underwent 3 or more consecutive esophageal dilatations in the period of 15 years due to corrosive esophageal stricture in our department were retrospectively analyzed. Afterwards, the patients were contacted by phone and a questionnaire regarding symptoms, quality of life, satisfaction with treatment. Current anthropometric measurements were questioned. The treatment was considered successful when dysphagia was grade 0 or 1 for >12 months after the. The data obtained were compared between two groups; those who had <12 and ≥12 dilatations in the first year of treatment.
Results:Male represented 52,8% of patients. The mean age of corrosive ingestion was 3,9± 2,8 years and 77,35% of patients ingested an alkaline substance. Mean number of dilatation sessions were 33,1 ± 49,3. A statistically significant correlation was found between the total number of dilatations and having ≥12 dilatations in the first year of the treatment. There was a difference between the height and weight sd scores of the patients whose treatment was ongoing and completed. These scores were found to be significantly lower in the patients whose treatment was ongoing. Success rate is %81,1 in that cases. Common symptoms were significantly regressed in both groups and there was no statistically significant difference. There was also no difference in quality of life and satisfaction with treatment between two groups.
Conclusion:The treatment of patients who need ≥12 dilatations in the first year of treatment takes a longer time, the dilatation intervals are getting longer and the yearly dilatation needs are decreasing over the time. Therefore, patients should not be referred to surgical treatment prematurely and it should be considered that patients are satisfied with the endoscopic dilatation therapy and satisfactory responses are received.
Koroziv özofagus darlığında uzun dönem dilatasyon tedavisi sonuçlarımız
D Gürel, A Yıldız, N Sever, M Demir, M Kaba, D Yiğit, Ş Yeşilkaya, ÇA Karadağ
Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Şişli Hamidiye Etfal SUAM, Çocuk cerrahisi Kliniği, İstanbul
Amaç:Çocuklarda kazara içilen koroziv maddeler akut dönemde sıklıkla özofagus yanıklarına, kronik dönemde ise özofagus darlıklarına yol açabilmektedir.Çalışmamızda koroziv madde içimi sonrası gelişen özofagus darlıklarına uyguladığımız dilatasyon tedavisinin uzun dönem sonuçları ve hastaların tedavi memnuniyetlerinin araştırılması amaçlanmıştır.
Yöntem:15 yıllık süreçte kliniğimizde koroziv özofagus darlığı gelişen ve nedenle 3 ve daha fazla sayıda özofagus dilatasyonu uygulanan 53 hastanın dosyaları retrospektif olarak incelendi.Hastaların güncel antropometrik ölçümleri öğrenildi.Semptomlarına, yaşam kalitelerine ve tedaviden memnuniyetlerine yönelik anket çalışması uygulandı.Son dilatasyondan en az 12 ay sonrasında, disfaji skoru 0 veya 1 bulunan hastaların tedavisi başarılı kabul edildi.Elde edilen veriler, tedavinin ilk yılında <12 ile ≥12 dilatasyon uygulananlar olarak iki gruba ayrılarak karşılaştırıldı.
Bulgular:Hastaların %52,8’i erkekti.Koroziv madde içilen yaş ortalaması 3,9± 2,8 bulunmuştur. %77,35 oranında alkali madde içilmiştir.Ortalama dilatasyon sayısı 33,1 ± 49,3’tür.Yanık uzunluğu 5 cm ve daha uzun olan hastalara uygulanan toplam dilatasyon sayısının yüksek olduğu bulunmuştur.Toplam dilatasyon sayısı, tedavisinin ilk yılında ≥12 dilatasyon uygulanmış grupta yüksek bulunmuştur.Tedavisi devam etmekte olan ve tamamlanmış olan hastaların boy ve kilo standart sapma (SS) değerleri arasında fark saptanmış olup tedavisi devam eden hastaların boy ve kilo SS skorları anlamlı olarak daha düşük bulunmuştur.Başarı oranı %81,1 bulunmuştur.Tedavi öncesi sık görülen semptomların (yutma güçlüğü, kusma, odinofaji, hipersalivasyon) tedaviyle birlikte görülme sıklığında gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmamıştır.Her iki grupta semptomlar anlamlı olarak gerilemiştir.Gruplar arasında algılanan yaşam kalitesi ve memnuniyet açısından anlamlı fark saptanmamıştır.
Sonuç:Tedavinin ilk yılında <12 dilatasyon ihtiyacı olan hastaların tedavisi çoğunlukla bir yıl içerisinde tamamlanmakla birlikte beş yıl içinde tedaviye ihtiyaçları kalmamaktadır.Ancak tedavinin ilk yılında ≥12 dilatasyon ihtiyacı olan hastaların tedavileri daha uzun sürse bile dilatasyon intervallerinin giderek uzadığı buna bağlı olarak da yıllık dilatasyon ihtiyacının zamanla azaldığı gözlenmiştir.Hastaların uzun dönem dilatasyon tedavisinden memnun oldukları ve yüz güldürücü yanıtların alındığı görülmektedir.Bu hastaların replasman cerrahisine yönlendirilmesinde aceleci davranılmasına gerek olmadığı düşüncesindeyiz.