Oral Presentation - 19
Effect of Prostaglandin-E1 Treatment on Pyloric Wall Thickness in Newborns with Ductal Dependent Critical Congenital Heart Diseases
ÜA Tandırcıoğlu*, HT Çelik*, E Ayaz**, HN Özcan**, Ö Boybeyi Türer***, T Soyer***, Ş Yiğit*, M Yurdakök*
*Hacettepe University Faculty of Medicine Department of Pediatrics, Neonatology Unit
**Hacettepe University Medical Faculty Department of Radiology
***Hacettepe University Faculty of Medicine Department of Pediatric Surgery
Aim:
Prostaglandin E1 (PGE1) has been used in the medical treatment of ductal dependent critical congenital heart disease in neonates. Apnea/ bradycardia, hypotension, hypokalemia, feeding difficulties, fever, jitteriness are the most important side effects of PGE1. Also gastric outlet obstruction has been reported in a few case reports. A prospective study was conducted to investigate the effect of PGE1 treatment on pyloric wall thickness in newborns with congenital heart diseases.
Methods:
A total of 10 newborns with ductal dependent critical congenital heart disease having PGE1 infusion (0.01 mcg/kg/min) were included in this study. Ultrasonographic measurements were performed before and one week after the PGE1 infusion for evaluating the pyloric thickness and length.
Results:
A total of 10 preterm and term neonates with median 38 weeks (36-39) gestational age and birth weight 2870 gr (2010- 4300) were enrolled in the study. Five (50%) of these babies were male, 90% (n=9) were born by cesarean section. All patients have ductal dependent critical congenital heart diseases (aortic coarctation: 3, pulmonary stenosis: 3, hypoplastic left heart syndrome: 1, pulmonary atresia: 2, transposition of the great arteries: 1). There was statistically significant increase in post-treatment pyloric thickness and length compared to pre-treatment measurements (thickness: 1.4±0.5mm and 2 ±0.9mm. length: 9.5±2.1mm and 13.8±3.6mm, p<0.05). None of the patients having increased thickness and length of pyloric muscle presented any symptom.
Conclusion:
PGE1 treatment significantly increases the pyloric thickness and length after at least one week treatment. The increase in pyloric thickness secondary to PGE1 infusion may be related to cumulative dose of the treatment. However, future studies with higher number of patients are needed with the aim of revealing at which doses the increase in the pyloric muscle thickness causes the clinical picture.
Duktus Bağımlı Konjenital Kalp Hastalığı Olan Yenidoğanlarda Prostaglandin E1 Tedavisinin Pilor Duvar Kalınlığı Üzerine Etkisi
ÜA Tandırcıoğlu*, HT Çelik*, E Ayaz**, HN Özcan**, Ö Boybeyi Türer***, T Soyer***, Ş Yiğit*, M Yurdakök*
*Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Yenidoğan Bilim Dalı
**Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı
***Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı
Amaç:
Prostaglandin E1 (PGE1) tedavisi duktus bağımlı kritik konjenital kalp hastalıklarında düzeltme ameliyatı olana kadar sistemik veya akciğer dolaşımın sürdürülebilmesi için kullanılmaktadır. PGE1 tedavisinin en sık rastlanan yan etkileri; apne, bradikardi, hipotansiyon, hipokalemi, beslenme güçlüğü, ateş, titremelerdir. Ayrıca bazı olgu raporlarında yan etki olarak mide çıkışında daralmaya neden olduğu bildirilmiştir. Duktus bağımlı kritik konjenital kalp hastalığı olan yenidoğanlarda PGE1 tedavisinin pilor kalınlığı ve uzunluğu üzerine olan etkisini belirlemeyi amaçlayan ileriye yönelik bir çalışma planlanmıştır.
Yöntem:
Duktus bağımlı kritik konjenital kalp hastalığı tanısı konulan ve PGE1 infüzyonu (0.01 mcg/kg/dk) yapılan 10 hastada, PGE1 infüzyonu öncesi ve bir hafta sonra ultrasonografi ile pilor kası kalınlığı ve uzunluğu ölçüldü.
Bulgular:
Term ve preterm 10 yenidoğan çalışmaya dahil edildi. %90'I (n=9) sezaryen ile doğan yenidoğanların ortalama doğum haftası 38 hafta (36-39), ortalama doğum ağırlığı 2870 gr (2010-4300) idi, hastaların %50'si (n=5) erkekti. Çalışmaya alınan tüm hastalarda duktus bağımlı kritik konjenital kalp hastalığı nedenleri aort koarktasyonu (n:3), pulmoner stenoz (n:3), hipoplastik sol kalp sendromu (n:1), pulmoner atrezi (n:2), büyük arter transpozisyonu (n:1) idi. Hastalarda PGE1 tedavisinden önce ve tedaviye başlandıktan bir hafta sonra yapılan ultrasonografik ölçümlerde ölçümlerde (uzunluk: 9.5±2.1mm ve 13.8±3.6mm. kalınlık: 1.4±0.5mm ve 2 ±0.9mm), pilor kası kalınlığı ve uzunluğunun istatiksel olarak anlamlı derecede arttığı saptandı (p<0.05). Pilor kası ölçülerinde artış olan hastanın hiç birinde klinik olarak bir değişiklik izlenmedi.
Sonuç:
PGE1 infüzyonuna en az bir hafta devam edildiğinde, pilor kası kalınlığı ve uzunluğunda anlamlı artışa neden olduğu gözlenmiştir. PGE1 infüzyonuna bağlı yenidoğanlarda nadir gelişen pilor duvar kalınlığındaki artma kümülatif doz ve infüzyon süresi ile ilişkili olabilir. Ancak, hangi dozlarda pilor kas kalınlığındaki artışın klinik tabloya neden olduğunun ortaya konulabilmesi için daha fazla sayıda hastaya ait verilerin olduğu çalışmalara ihtiyaç vardır.