TÇCD 2021 38th Annual Congress of Turkish Pediatric Surgical Association Congress

View Abstract

Oral Presentation - 26

The role of biomarkers in the diagnosis and follow-up of vesicoureteral reflux in children

R Sadigov*, N Sever**, D Yiğit**, M Demir**, M Kaba**, A Yıldız**, A Ünal**, S Odabaşı***, ÇA Karadağ**, Aİ Dokucu****
*Derindere Hospital
**Health Sciences University, Şişli Hamidiye Etfal SUAM, Pediatric Surgery Departmant, Istanbul
***Health Sciences University, Şişli Hamidiye Etfal SUAM, Pathology Departmant, Istanbul --
****Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu City Hospital, Department of Pediatric Surgery, İstanbul

Aim: Vesicoureteral reflux (VUR) is a common disease in childhood. Imaging methods are frequently used for diagnosis and follow-up. Neutrophil gelatinase-associated lipocalin (NGAL) and Kidney Injury Molecule 1 (KIM-1) are known biomarkers of acute kidney injury. In our study, the relationship between the degree of reflux and KIM-1 and NGAL values ​​in children with VUR was investigated.

Method: Thirty patients diagnosed with primary vesicoureteral reflux were evaluated prospectively. Thirty healthy children were included as a control group. Blood and urine samples were taken from all patients and their KIM-1 and NGAL values ​​were checked. It was investigated whether there is a correlation between biomarkers and the reflux grades detected in voiding cystoureterography and the functions obtained by DMSA scintigraphy.

Results: There were 7 boys (23.3%), 23 girls (76.7%) in the patient group, and 25 boys (83.3%) and 5 girls (16.7%) in the control group; A statistically significant difference was found between the gender distribution of the two groups. The mean age of the patient group was 7.4 ± 3.9, the mean age of the control group was 7.8 ± 3.5; There was no difference between the mean age of the two groups. Blood KIM-1 and urine NGAL levels in the patient group were found to be statistically significantly higher than the control group (p < 0.05). There was no statistically significant correlation between urine and serum KIM-1 and NGAL levels and the grade of VUR. There was no significant relationship between urine and serum NGAL and KIM-1 levels and DMSA functions. (p>0.05)

Conclusion: Although there is no significant relationship between the level of VUR and biomarker levels as a result of the data obtained, the statistically significant high serum KIM-1 and urinary NGAL values ​​in patients with VUR suggest that the aforementioned biomarkers can be used as a criterion for the diagnosis of VUR and indicating kidney damage in children. Large-scale randomized and prospective studies to be conducted in the future will better show how urine NGAL and serum KIM-1 values ​​can be used in the diagnosis and follow-up of VUR.

Çocuklarda vezikoüreteral reflü tanı ve takibinde biyobelirteçlerin rolü

R Sadigov*, N Sever**, D Yiğit**, M Demir**, M Kaba**, A Yıldız**, A Ünal**, S Odabaşı***, ÇA Karadağ**, Aİ Dokucu****
*istanbul Özel Derindere Hastanesi,Çocuk Cerrahisi
**Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Şişli Hamidiye Etfal SUAM, Çocuk cerrahisi Kliniği, İstanbul
***Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Şişli Hamidiye Etfal SUAM, Patoloji Kliniği, İstanbul
****Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu Şehir Hastanesi Çocuk Cerrahisi Kliniği, İstanbul

Amaç: Vezikoureteral reflü (VUR) çocukluk çağında sık karşılaşılan bir hastalıktır. Tanı ve takip için sıklıkla görüntüleme yöntemleri kullanılmaktadır. Nötrofil jelatinaz ile ilişkili lipokalin Nötrofil Gelatinaz Associated Lipokalin (NGAL) ve böbrek hasarı molekülü 1 Kidney Injury Molecule 1 (KIM-1), akut böbrek hasarının bilinen biyobelirteçleridir, Çalışmamızda VUR’lu çocuklarda reflü derecesi ile KIM-1 ve NGAL değerlerinin ilişkisi araştırılmıştır.

Yöntem: Primer vezikoüreteral reflü tanısı almış 30 hasta prospektif olarak değerlendirildi. 30 sağlıklı çocuk kontrol grubu olarak dahil edildi. Tüm hastalardan kan ve idrar örnekleri alınıp KIM-1 ve NGAL değerlerine bakıldı. Biyobelirteçler ile voiding sistoüreterografide tespit edilen reflü dereceleri arasında ve DMSA sintigrafisi ile elde edilen fonksiyonlar arasında korelasyon olup olmadığı araştırıldı.

Bulgular: Hasta grubunda 7 erkek (%23,3), 23 kız (%76,7); kontrol grubunda 25 erkek (%83,3), 5 kız (%16,7) vardı; iki grubun cinsiyet dağılımı arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptandı. Hasta grubunun yaş ortalaması 7,4 ± 3,9 kontrol grubunun yaş ortalaması 7,8 ± 3,5’dir; iki grubun yaş ortalamaları arasında fark gözlenmedi. Hasta grubunda kan KIM-1 ve idrar NGAL düzeyleri, kontrol grubundan istatistiksel olarak anlamlı yüksek saptandı (p < 0.05). İdrar ve serum KIM-1 ve NGAL düzeyleri ile VUR derecesi arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki bulunmadı. İdrar ve serum NGAL ve KİM-1 düzeyleri ile DMSA fonksiyonları arasında anlamlı ilişki saptanmadı. (p>0.05)

Sonuç: Alınan veriler sonucunda VUR derecesi ile biyobelirteç seviyeleri arasında anlamlı ilişki bulunmasa da VUR tanılı hastalarda serum KİM-1 ve idrar NGAL değerinin istastiksel olarak anlamlı yüksek bulunması, adı geçen biyobelirteçlerin çocuklarda VUR tanısı ve böbrek hasarını gösterme konusunda bir ölçüt olarak kullanılabileceğini düşündürmektedir

İlerde yapılacak geniş çaplı randomize ve prospektif çalışmalar idrar NGAL ve serum KİM-1 değerlerinin VUR tanı ve takibinde nasıl kullanabileceğimizi daha iyi gösterebilecektir.

Close