TÇCD 2021 38th Annual Congress of Turkish Pediatric Surgical Association Congress

View Abstract

Oral Presentation - 3

Investigation of the effectiveness of the ERAS protocol on children who underwent laparotomy

Ş Yeşilkaya, A Yıldız, N Sever, M Demir, M Kaba, D Gürel Kundakcı, ÇA Karadağ
Health Sciences University, Şişli Hamidiye Etfal SUAM, Pediatric Surgery Departmant, Istanbul

Aim: Enhanced Recovery After Surgery (ERAS) is a term defined by Kehlet et al. The philosophy behind ERAS consists of; perioperative counselling, limited preoperative fasting, early postoperative enteral feeding, early mobilization, protective opioid anesthesia , achieving normal metabolic functional status by reducing the metabolic stress due to surgical trauma by limitation of excess intravenous fluid replacement and excess use of drainage tubes and reachieving normal daily physical activity routines of patients as soon as possible. In the literature, studies about ERAS protocols are mostly carried out in the adult population, with quite less studies in the pediatric population. Thus, our aim in this study is to detect the changes in the postoperative recovery period of pediatric patients who underwent elective laparotomy.

Methods: This study is designed as a prospective study to evaluate the effects of ERAS protocols in the patients undergoing elective laparotomy in Şişli Hamidiye Etfal Training and Research Hospital Pediatric Surgery Department. Study group preoperative, intraoperative and postoperative data were recorded. Postoperative data of patients who underwent elective laparotomy in our clinic between 2015-2018 is used as control group data.

Results: Study group had a total of 20 patients, %55 were female and %45 were male. Control group had a total of 43 patients, %27.9 were female and %72.1 were male.

There were no statistically significant difference between between study and control groups by means of time of first oral feeding and day of discharge (p>0.05), while there was a statistically significant difference in first times of passage of gas and defecation (p<0.05). There were no statistically significant difference in ratio of surgical drains, duration of surgical drains, ratio of nasogastric and urinary catheters, duration of urinary catheter (p>0.05), while there was a statistically significant difference in duration of nasogastric catheter between two groups (p<0.05).

Conclusion: In our study, we find out that early intestinal passage could be achieved by effective anesthetic management with early mobilization with our ERAS protocol. This protocol assures early functional recovery and hospital discharge without an increase in comlication, readmission and mortality rates. Thus, we conclude that ERAS protocol can be safely implemented in pediatric patients.

Eras protokolünün laparatomi yapılan çocuklar üzerindeki etkinliğinin araştırılması

Ş Yeşilkaya, A Yıldız, N Sever, M Demir, M Kaba, D Gürel Kundakcı, ÇA Karadağ
Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Şişli Hamidiye Etfal SUAM, Çocuk cerrahisi Kliniği, İstanbul

Amaç: Gelişmiş Cerrahi Sonrası İyileşme (ERAS) kavramı ilk olarak 1995 yılında Kehlet tarafından tanımlanmıştır. Geliştirilen ERAS protokolünün temel felsefesi; sınırlı preoperatif açlık, erken enteral alım, erken mobilizasyon, opioid koruyucu analjezi, intravenöz sıvılar ve drenlerin kullanımını sınırlandırarak cerrahi travmaya bağlı metabolik stresi azaltmak ve sonuç olarak fonksiyonların kısa zamanda normalleşmesini sağlamaktır. Literatür araştırması yapıldığında ERAS protokolü ile ilgili çalışmaların sıklıkla erişkinlerle ilgili yapıldığı, pediatrik populasyonda yeterli çalışmanın olmadığı gözlenmiştir. Bu çalışmadaki amacımız, elektif laparotomi uygulanan pediatrik hastalarda ERAS protokolü kullanımının postoperatif iyileşme sürecine olan etkisini gözlemektir.

Gereç ve Yöntem: Şubat 2020-Ocak 2021 arasında kliniğimizde elektif laparatomi yapılarak ERAS protokolü uygulanan hastaların preoperatif, intraoperatif ve postoperatif verileri kayıt altına alındı. Prospektif olarak değerlendirildi. 2015-2018 tarihleri arasında elektif laparotomi uygulanmış hastalardan oluşan kontrol grubunun verileri ile karşılaştırıldı.

Bulgular: Çalışma grubuna 11’i kadın (%55), 9’u erkek (%45) olmak üzere toplam 20 hasta dahil edildi. Kontrol grubuna 12’i kadın (%27), 31’i erkek (%72) olmak üzere toplam 43 hasta dahil edildi.

Çalışma grubu ile kontrol grubunun postoperatif verileri karşılaştırıldığında; ilk oral başlama zamanı ve taburculuk süresi arasında istatiksel olarak anlamlı fark bulunmazken, ilk gaz ve gaita çıkış zamanı çalışma grubunda anlamlı olarak daha erken olarak saptandı. Aynı zamanda dren kullanım oranı, dren kullanım süresi, nazogastrik sonda kullanım oranı, idrar sondası kullanım oranı ve idrar sondası kullanım süresi arasında istatiksel olarak anlamlı fark bulunmadı. Ancak nazogastrik sonda kullanım süresi çalışma grubunda kontrol grubuna göre anlamlı olarak daha kısa olduğu saptandı.

Sonuç: Çalışmamızda ERAS protokolü uygun analjezi kontrolü ile erken mobilizasyona izin vererek erken dönemde barsak pasajının başlamasını sağlamıştır. Ancak dren ve nazogastrik kullanımı ve süresi gibi gelenekselleşmiş hekim uygulamalarının değiştirilebilmesi için zamana ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz. Erken bağırsak hareketinin sağlanması gibi fonksiyonel kazanımlar ise hastaların erken dönemde taburcu olmaları için önemli bir adım olmuştur. Sonuç olarak ERAS protokolünün pediyatrik hastalarda uygulamanın güvenli olduğu kanaatindeyiz.

Close