Video Presentation - 1
Treatment of Obstructive Choledochal Stone with Laparoscopy and Choledochoscopy
F Çelik, HM Ürekli, A Parlak, İ Kırıştıoğlu
Bursa Uludag University, Faculty of Medicine, Department of Pediatric Surgery
Aim
Endoscopic, open, percutaneous, laparoscopic and combined treatment methods are used in the management of common bile duct stones in children.
The laparoscopic approach is an effective treatment method that allows cholangiography to be performed in a single session, choledochal exploration, choledochoscopy, choledochal stone removal and cholecystectomy. It is also an effective treatment method with sphincter sparing and good cosmetic results.
In this study, it was aimed to present our flexible choledochoscopy approach with laparoscopic choledochal exploration and laparoscopy-guided stone removal in a patient with obstructive choledochal stone.
Video Method and Results
An 8-year-old male patient presented with yellowing of the eyes and abdominal pain. Ultrasonography (USG) revealed many stones with a size of 22 mm in the gallbladder, one stone with a size of 25 mm in the distal of the common bile duct, and dilatation up to 11-15 mm in the intra and extrahepatic bile ducts.
The triangle of Callot was dissected, the cystic artery was ligated, and the gallbladder was suspended from the inside of the abdominal wall. Perop cholangiography showed that there was no transition to the distal common bile duct and there was a filling defect distal of the common bile duct.
The extrahepatic bile ducts were exposed by opening the peritoneum over the common bile duct. The stone that completely occluded the lumen was removed from vertical 1 cm incision made on the anterior surface of the common bile duct.
Choledochoscopy was performed with a flexible URS inserted through the trocar below the xiphoid. Distal and proximal bile ducts were clearly evaluated. 10fr nelaton was passed into the duodenum, lumen patency was ensured. The choledochotomy incision was repaired with 3 primary sutures in the Heineke-mikulicz style.
He was fed orally on the 2nd postoperative day, bilirubin and GGT values returned to normal, the drain was removed on the 3rd day, and the patient was discharged on the 5th day, who did not have bile duct dilatation in USG
Conclusion
Laparoscopy and choledochoscopy approach in choledochal stones is an effective minimally invasive treatment option that can be safely applied in selected patients and experienced centers
Obstruktif Koledok Taşının Laparoskopi ve Koledokoskopi ile Tedavisi
F Çelik, HM Ürekli, A Parlak, İ Kırıştıoğlu
Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı
Amaç
Çocuklarda koledok taşlarının yönetiminde endoskopik, açık, perkütan, laparoskopik ve kombine tedavi yöntemleri uygulanmaktadır.
Laparoskopik yaklaşım, tek seansta kolanjiografi çekilebilmesine, koledok eksplorasyonu yapılmasına, koledokoskopi yapılmasına, koledoktan taş çıkarılmasına ve kolesistektomi yapılmasına izin veren, aynı zamanda sfinkter koruyucu ve kozmetik sonuçları iyi olan etkin bir tedavi yöntemidir.
Bu çalışmada tıkayıcı koledok taşı olan bir hastamızda, laparoskopik koledok eksplorasyonu ile taş çıkarılması ve fleksibl koledokoskopi yaklaşımımızın sunulması amaçlandı.
Video Yöntem ve Bulgu
8 yaşında erkek hasta gözlerde sararma ve karın ağrısı ile başvurdu. Ultrasonografide (USG) safra kesesinde büyüğü 22mm olan çok sayıda taş, koledok distalinde 25mm boyutunda bir adet taş, intra ve ekstrahepatik safra yollarında 11-15mm varan dilatasyon tespit edildi. Transaminaz yüksekliği, direk hiperbilirubinemisi ve GGT yüksekliği olan hastaya yapılan MR kolanjiopankreatikografi (MRCP)’de intra ve ekstrahepatik safra yollarında belirgin dilatasyon ve duodenuma geçiş olmadığı görüldü.
Yaşı, kilosu ve teknik nedenlerle Endoskopik Retrograd Kolanjiopankreatikografi (ERCP) yapılamayan hastamıza laparoskopik koledok taşı cerrahisi yapılmasına karar verildi.
Göbekten 10mm’lik, ksifoid altından, sağ üst ve sağ alt kadranlardan girilen 5mm’lik trokarlar ile çalışıldı. Callot üçgeni diseke edilip sistik arter bağlandı, safra kesesi batın duvarına iç taraftan asıldı. Perop kolanjiografide koledok distaline geçişin olmadığı ve koledok distalinde dolum defekti olduğu görüldü.
Sistik kanal klipslenip koledok üzerindeki periton açılarak ekstrahepatik safra yolları ortaya kondu. Koledok anterior yüzünde yapılan vertikal 1cmlik insizyondan çalışılarak lümeni tam tıkamış olan taş çıkarıldı.
Ksifoid altındaki trokardan girilen fleksible URS ile koledokoskopi yapıldı. Distal ve proksimal safra yolları net olarak değerlendirildi. 10fr nelaton sonra duodenuma geçirildi, lümen açıklığından emin olundu. Koledokotomi insizyonu Heineke-mikulicz tarzında 3 primer sütürle onarıldı.
Postoperatif 2.gün oral beslendi, bilirubin ve GGT değerleri normale döndü, dreni 3.gün çekildi, USG’de safra yolu dilatasyonu olmayan hasta 5.günde taburcu edildi.
Sonuç
Koledok taşlarında laparoskopi ve beraberinde koledokoskopi yaklaşımı, seçilmiş hastalarda ve tecrübeli merkezlerde güvenle uygulanabilecek etkin bir minimal invaziv tedavi seçeneğidir.