Case Report - 3
A LIFE SAVING VASCULAR ACCESS IN A SHORT BOWEL SYNDROME PATIENT; PERCUTANEOUS TRANSHEPATIC HEPATIC VEIN CANNULATION FOR PORT CATHETER PLACEMENT
G Şakul*, H Bozkaya**, M Karakoyun***, F Çetin***, A Çelik****
*Ege University, Faculty of Medicine, Department of Pediatric Surgery, İzmir
**Ege University Faculty of Medicine, Department of Radiology
***Ege University Faculty of Medicine, Department of Pediatrics, Division of Gastroenterology and Nutrition and Ege University Faculty of Medicine, Pediatric Intestinal Failure and Rehabilitation Center
****Ege University Faculty of Medicine, Department of Pediatric Surgery and Ege University Faculty of Medicine, Pediatric Intestinal Failure and Rehabilitation Center
Introduction
Management of central venous access in children with short bowel syndrome is challenging due to multiple repetitions and previous vascular complications. Our aim is to present an unusual way of vascular access when all common vessels are occluded.
Case:
Twenty-nine months old girl with Waardenburg Syndrome had multiple bowel surgeries for aganglionic bowel and referred with a jejunostomy as an intestinal transplantation candidate.
She had major stomal fluid loss which made her parenteral nutrition dependent. Ultrasound showed bilateral jugulary, subclavian, axillary and iliac veins were thrombosed because of multiple previous surgical vascular interventions. Inferior vena cava was also chronically thrombosed according to radiologic screening by venography.
While catheter dislodgement was the most described complication of this procedure in literature, an indwelling catheter insertion was planned.
Ultrasound guided percutaneous right hepatic vein puncture was achieved from subcostal region then it’s cannulated through atriocaval junction under fluoroscopy guidance.
To prevent kinking and possible catheter dislodgement during child growth, it is decided to make a long tunneled cannulation through abdominal wall. Two step Seldinger technique was used for tunneling to make a ‘U’ route; starting from epigastrium to right upper quadrant, ended up on right lateral thoracic wall. A 6,5 French port catheter was inserted.
Conclusion:
Hepatic vein cannulation should be considered as an alternative in children with chronic vascular occlusion when life threatening vascular access is needed. Port catheter is a durable and indwelling procedure which makes it preferable to prevent dislodgement and infection complications.
KISA BARSAK SENDROMLU HASTADA HAYAT KURTARAN VASKULER GİRİŞİM; PERKUTAN TRANSHEPATİK HEPATİK VEN KANULASYONU İLE PORT KATETER YERLEŞTİRİLMESİ
G Şakul*, H Bozkaya**, M Karakoyun***, F Çetin***, A Çelik****
*Ege Üniversitesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı
**Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi, Radyoloji Anabilim Dalı
***Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları AD, Pediatrik Gastroenteroloji ve Beslenme BD ve Ege Üniversitesi Tıp fakültesi, Barsak Yetmezliği Rehabilitasyon Uygulama ve Araştırma Merkezi
****Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi AD ve Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Barsak Yetmezliği Rehabilitasyon Uygulama ve Araştırma Merkezi
GİRİŞ
Kısa barsak sendromlu hastalarda, önceki vaskuler girişimler ve gelişen komplikasyonlara bağlı olarak, damar yolu erişimi oldukça zordur ancak bir o kadar da hayati önem taşımaktadır. Çalışmadaki amacımız neredeyse tüm büyük damarları tromboze olan bir hastada kalıcı vaskuler girişim için alışılmadık bir yöntemi sunmaktır.
OLGU
Yirmi dokuz aylık Waardenburg Sendromlu kız, aganglionozis nedeni ile gerçekleştirilen çok sayıda abdominal cerrahi ardından jejunostomi ile barsak transplantasyonu adayı olarak refere edildi. Jejunostomiden ağır sıvı kaybı nedeni ile parenteral beslenme bağımlı idi. Yapılan sonografik incelemelerde geçmiş tedavileri sırasında uygulanan çok sayıda santral venöz girişimlere bağlı olarak bilateral juguler, subklavian, aksiller ve iliak venlerde tromboz olduğu görüldü. Ardından venografi ile vena cava inferiorda da kronik tromboz olduğu gösterildi.
Perkutan transhepatik hepatik ven kanulasyonu, çaresiz kalınan durumlarda genellikle geçici kullanım için tanımlanan bir yöntem olup literatürde en sık komplikasyonu yerinden çıkmadır. Hastamızda, tariflenen yer değiştirmeye ve enfeksiyon gelişimine engel olarak kullanım süresini arttırmak amacı ile kalıcı kateter yerleştirilmesi planlandı. Seldinger yöntemi ile subkostal alandan sağ hepatik vene ponksiyon yapılarak floroskopi rehberliğinde atriokaval bileşkeye kadar kanule edildi. Büyüme dönemindeki olası yerinden çıkma ve kateterde katlanmayı engellemek için uzun bir tünel oluşturulması planlandı. İki basamaklı yöntem ile epigastriumdan sağ üst kadrana uzanan ‘U’ şeklinde ciltaltı tünel oluşturularak 6,5 French port kateter sağ lateral toraks duvarına yerleştirildi.
SONUÇ
Çaresiz kalınan, hayatı tehdit edici durumlarda hepatik ven akılda bulundurulması gereken güvenli bir yoldur ve çocuklarda uygulanabilirliği gösterilmiştir. Port kateter, olası yerinden çıkma ve enfeksiyon komplikasyonlarını önlemek açısından kalıcı bir yol olarak tercih edilebilir