Oral Presentation - 24
PREDICTION OF POSTNATAL PROGNOSIS IN NEWBORNS WITH SACROCOCCYGEAL TERATOMA
B Arı, A Celayir
University of Health Sciences, Istanbul Zeynep Kamil Maternity and Children Diseases Health Training and Research Center, Department of Pediatric Surgery, Istanbul
Introduction/Aim: Teratomas are a truly congenital tumors due to their origin from early embryonic cells and classically contain tissues from all three embryonic germ layers, ectoderm, mesoderm and endoderm. The aim of this study was to determine prognostic factors affecting of survive and to predict of postnatal prognosis in neonates with sacrococcygeal teratoma treated in our department.
Material/ Method: Demographic characteristics, laboratory results, mass imaging findings, surgical findings, pathology results and final results of the patients who were operated with sacrococcygeal teratoma between January 2004 and July 2019, were evaluated retrospectively
Results: Of 38 patients with sacrococcygeal teratoma, 27 (71%) were female and 11 (28.9%) were male. 29 (76.3%) of the cases with sacrococcygeal teratoma were newborn, 21 (72.4%) of 29 newborns were prenatally diagnosed. The mean birth week of the newborns was 36.3 weeks (28 - 40 weeks) and the mean birth weight was 3740 grams (2030 - 9000 grams). 5 (17.2%) of them died in the early postoperative period.
Among the groups of 5 died and 24 living neonates; respectively the mean birth week was 33.1 weeks and 37 weeks; the mean birth weight 4400 gr and 3603 gr; the mean mass volume was 1780 ml and 430 ml; the mean mass weight 2866 gr and 706 gr; the mean mass volume/birth weight ratio was 0.37 and 0.09, the mean mass weight/birth weight ratio was 0.57 and 0.15.
Conclusion: The prematurity, mass volume and weight were associated with prognosis in newborns with sacrococcygeal teratoma. The threshold value to be determined according to the mean mass volume / birth weight and mass weight / birth weight ratios of the extended series can be used as a prognostic factor.
SAKROKOKSİGEAL TERATOMLU YENİDOĞANLARDA POSTNATAL PROGNOZUN ÖNGÖRÜLMESİ
B Arı, A Celayir
Sağlık Bilimleri Üniversitesi, İstanbul Zeynep Kamil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi, Çocuk Cerrahisi Kliniği, İstanbul
Giriş/Amaç: Teratomlar, erken embriyonik hücrelerden kaynaklanmaları sebebiyle gerçek anlamda konjenital bir tümördür ve klasik olarak ektoderm, mezoderm ve endoderm olmak üzere her 3 embriyonik germ tabakasına ait dokular içerir. Bu çalışmada, kliniğimizde tedavi edilen sakrokoksigeal teratomlu yenidoğanların sağkalımını etkileyen faktörlerin belirlenmesi ve prognoz öngörüsü yapılabilmesi amaçlandı.
Materyal/Metod: Ocak 2004 – Temmuz 2019 yılları arasında kliniğimizde sakrokoksigeal teratom tanısı ile opere edilen olguların demografik özellikleri, laboratuar sonuçları, kitle görüntüleme bulguları, ameliyat bulguları, patoloji sonuçları ve nihai sonuçlarına ait veriler retrospektif olarak değerlendirildi.
Bulgular: 38 sakrokoksigeal teratomlu hastanın 27’si (%71) kız, 11’i (%28,9) erkekti. Sakrokoksigeal teratomlu olguların 29’u (%76,3) yenidoğandı, 29 yenidoğanın 21’i (%72,4) prenatal tanılı idi. Yenidoğanların ortalama doğum haftası 36,3 hafta (28 hafta - 40 hafta) olup ortalama doğum kilosu 3740 gram (2030 gram – 9000 gram) idi. bunlardan 5’i (%17,2) postoperatif erken dönemde kaybedildi.
Ameliyat sonrası kaybedilen 5 ve yaşayan 24 yenidoğanın sırasıyla ortalama doğum haftası 33.1 hafta ve 37 hafta; ortalama doğum ağırlığı 4400 gram ve 3603 gram; ortalama kitle volümü 1780 ml ve 430 ml; ortalama kitle ağırlığı 2866 gr ve 706 gr; ortalama kitle volümü/doğum ağırlığı oranı 0.37 ve 0.09, ortalama kitle ağırlığı/doğum ağırlığı oranı 0.57 ve 0.15 idi.
Sonuç: Sakrokoksigeal teratomlu yenidoğanlarda, prematürite, kitle volümü ve ağırlığı prognoz ile ilişkili bulundu. Genişletilmiş serilerin ortalama kitle volümü/doğum ağırlığı ve kitle ağırlığı/doğum ağırlığı oranlarına göre belirlenecek eşik değer, prognostik faktör olarak öngörüde bulunmak için kullanılabilir.