Oral Presentation - 57
COMPARISON OF POST-OPERATIVE SUCCESS OF HIRSCHSPRUNG DISEASE CORRECTIVE SURGERY WITH ANORECTAL MANOMETRIC FINDINGS AND QUALITY OF LIFE SURVEY
MD Öney*, MO Öztan**, G Köylüoğlu**
*Sakarya University Education and Research Hospital, Pediatrics Clinic
**Izmir Katip Celebi University Department of Pediatric Surgery
Hirschsprung’s disease is one of the most common congenital pathologies of the enteric nervous system in childhood. Technical differences between surgical methods change the success of post-operative treatment. This study aimed to evaluate the effects of Duhamel and Transanal Endorectal Pull-through surgeries on the quality of life and anal canal manometry findings.. This study was performed with a questionnaire and anorectal manometry measurement to assist clinicians in choosing the surgical product to be applied.
28 patients over the age of 4 who were operated on between 2007-2019 were included in the study. The results of the questionnaire were established by asking about bowel functions and collecting the anorectal manometry measurements. Statistical analyzes were analyzed with Chi-square and Mann Whitney tests using SPSS 21.0 program.
Constipation was not observed in our patients who underwent Transanal Endorectal Pull-through. However, 41.2% of the patients who underwent Duhamel had constipation. Furthermore, a statistically significant relationship was shown between the surgical method and constipation (p<0.05). (Table 1) No significant difference was observed in the evaluation between anal canal resting pressure, squeezing pressure, and maximum voluntary squeezing pressure. Moreover, the first sensory volume was 118.53 ml in Duhamel patients and 80.00 ml in patients who underwent Transanal Endorectal Pull-through (p<0.05). While the mean volume tolerated by the Duhamel method was 208.82 ml, it was 166.36 ml in those who underwent Transanal Endorectal Pull-through (p<0.05). (Table 2) It was determined that 60% of Duhamel patients and 36% of Transanal Endorectal Pull-through patients used defecation aids (p<0.05). When patients were questioned for urinary tract symptoms, 11.6% of patients taking Duhamel had urinary incontinence. There was no patient with urinary incontinence in the group of patients operated on with the Transanal Endorectal Pull-through method. (p<0.05)
As a result, constipation was observed less in Transanal Endorectal Pull-through method. We recommend definitive surgery with the Transanal Endorectal Pull-through method in a single session in the early period in suitable patients since constipation is less common in the post-operative period and laxatives are less used.
HİRSCHSPRUNG HASTALIĞI DÜZELTİCİ AMELİYATLARININ POST-OPERATİF BAŞARISININ ANOREKTAL MANOMETRİK BULGULAR VE HAYAT KALİTESİ ANKETİ İLE KARŞILAŞTIRILMASI
MD Öney*, MO Öztan**, G Köylüoğlu**
*Sakarya Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Hastalıkları Kliniği
**İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı
Hirschsprung hastalığı çocukluk çağında enterik sinir sisteminin en sık görülen doğumsal patolojilerindendir ve tedavisi için pek çok farklı cerrahi teknik tanımlanmıştır. Ameliyat yöntemleri arasındaki teknik farklılıklar posoperatif tedavi başarısını değiştirir. Bu çalışmada anket ve anorektal manometri ölçümüyle Duhamel ve Transanal Endorektal Pull-through ameliyatlarının hayat kalitesine etkilerileri açısından değerlendirilmesi ve yapılacak cerrahi prosedürürün seçiminde klinisyenlere yardımcı olmak amaçlanmıştır.
Mayıs 2007-Şubat 2019 tarihleri arasında opere edilmiş, 4 yaş üzeri 28 hasta çalışmaya dahil edildi. Barsak fonksiyonlarına yönelik sorular sorularak anket sonuçları kayıt altına alındı ve anorektal manometri ölçümleri yapıldı. İstatistiksel analizler SPSS 21.0 programı kullanılarak Ki-kare ve Mann Whitney testi ile analiz edildi.
Çalışmamıza katılan 28 hastanın 11’ine TAEP ameliyatı ve 17’sine ise Duhamel ameliyatı yapılmıştır. Çalışmamızda Transanal Endorektal Pull-through yapılan hastalarımızda kabızlık izlenmedi fakat Duhamel yapılan hasta grubunda %41,2 oranında kabızlık saptandı (n=0,041) , ameliyat yöntemi ve kabızlık arasında istatistiksel anlamlı bir ilişki olduğu gösterildi (p<0,05). Değerlendirmede anal kanal istirahat basıncı, sıkma basıncı ve maksimum istemli sıkma basıncı arasında anlamlı bir fark izlenmedi. Fakat ilk duyum volümü Duhamel yapılan hastalarda ortalama olarak 118,53 ml, Transanal Endorektal Pull-through yapılan hastalarda ise ortalama 80,00 ml olarak ölçüldü (p<0,05). Maksimum tolere edilebilen volüm ortalaması Duhamel yöntemiyle opere edilen hastalarda 208,82 ml iken TAEP yapılanların ortalaması 166,36 ml’dir (p<0,05). Hayat kalitesi değerlendirme anketinde Duhamel ameliyatı olan hastaların %41,2’sinde dışkılama sıklığı 4 gün ve üzeri olarak bulundu. Kabızlık açısından ameliyat yöntemleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark olduğu görüldü. (p<0,05). Duhamel yapılan hastaların %60’ı TAEP yapılan hastaların ise %36’sı dışkılamaya yardımcı ilaç kullandığı saptandı (p<0,05). Hastaların üriner sistem semptomları açısından sorgulandığında Duhamel yapılan hastaların %11.6’sında idrar inkontinansı mevcuttur. Transanal Endorektal Pull-through yöntemi ile opere edilen hasta grubunda ise idrar inkontinansı olan hasta yoktur. (p<0,05)
Transanal Endorektal Pull-through yapılan hastaların anal kanalları fizyolojik olarak normale daha yakın ve sensitif oldukları için bu hastalarda kabızlığın daha az olduğunu gördük. Postoperatif dönemde kabızlığın daha az görülmesi laksatif ilaç kullanımının daha az olması nedeniyle uygun hastalarda erken dönemde Transanal Endorektal Pull-through yöntemiyle tek seans definitif cerrahi yapılmasını önermekteyiz.