TÇCD 2022 39th Annual Congress of Turkish Pediatric Surgical Association Congress

View Abstract

Oral Presentation - 17

Video-Assisted thoracoscopic surgery (VATS) for spontaneous pneumothorax and emphysematous bullous lung disease: early vs late surgery

M Şentürk*, P Genç**, S Us Dülger**, E Özçakır*, M Kaya*
*University of Health Sciences, Bursa Medical Faculty, Department of Pediatric Surgery, Bursa
**University of Health Sciences, Bursa Medical Faculty, Department of Pediatric Surgery, Bursa

Aim: The most common cause of spontaneous pneumothorax is bullous lung disease (BLD). Treatment of the disease is primarily chest tube placement and bullectomy is targeted. In this study, the clinical features and outcomes of patients treated with video-assisted thoracoscopic surgery (VATS) in the early and late period for BLD were investigated.

Method: The data of patients who admitted to our clinic due to spontaneous pneumothorax between July 2016 and January 2022 were retrospectively analyzed. Patients were divided into two groups as those who underwent VATS bullectomy at the same hospitalization and those who underwent elective conditions. Clinical features, chest tube application time, time interval, length of hospital stay (LOHS) and complications were reviewed. We compared postoperative pulmonary function tests in both groups.

Results: During the study, a total of 23 patients (M/F:20/3, R/L:16/7, mean age 16.17±0.8 years) were admitted to our clinic due to spontaneous pneumothorax. BLD were detected in 19 patients on the CT scan, and 4 patients had a contralateral lesion. There was no significant difference between the early and late surgery groups in terms of clinical and radiological features (p>0.05). In three patients, only the tube was placed. VATS was performed electively in six patients, a mean of 2.3±1.8 months. Although the LOHS was longer in patients who underwent VATS at the same hospitalization, the difference was not significant (12.3±5.7 vs. 9.4±4.1, p>0.05). Prolonged air leakage occurred in one patient in each group. The duration in the first tube was significantly longer in the elective surgery group (7.5±3.1 vs 4.2±3.1, p<0.05). There was no preoperative or postoperative mortality or morbidity. Average follow-up time was 20 months. Mean forced expiratory volume (FEV1) and mean forced vital capacity (FVC) were 87% and 92% in the early VATS group and 81% and 86% in the elective VATS group, with no significant difference (p>0.05).

Conclusion: Chest tube application is mostly not curative in spontaneous pneumothorax due to BLD. Treatment with VATS at the same hospitalization after the first resuscitation reduces the total length of stay.

Spontan pnömotoraks ve amfizematöz büllöz akciğer hastalığında video yardımlı torakoskopik cerrahi (VATS): erken ve geç cerrahi karşılaştırılması

M Şentürk*, P Genç**, S Us Dülger**, E Özçakır*, M Kaya*
*Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Bursa Tıp Fakültesi, Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı, Bursa
**Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Yüksek İhtisas EAH, Göğüs Hastalıkları Kliniği, Bursa

Amaç: Spontan pnömotoraksın en sık nedeni büllöz akciğer hastalığıdır. Hastalığın tedavisi öncelikle göğüs tüpü yerleştirilmesidir ve büllektomi hedeflenir. Bu çalışmada, spontan pnömotoraks nedeniyle erken ve geç dönemde video yardımlı torakoskopik cerrahi (VATS) ile tedavi edilen hastaların klinik özellikleri ve sonuçları araştırıldı.

Yöntem: Temmuz 2016-Ocak 2022 tarihleri ​​arasında kliniğimize spontan pnömotoraks nedeniyle başvuran hastaların verileri geriye dönük olarak incelendi. Hastalar aynı yatışta VATS büllektomi yapılanlar ve elektif şartlarda yapılanlar olarak iki gruba ayrıldı. Klinik özellikler, göğüs tüpü uygulama süresi, zaman aralığı, hastanede kalış süresi ve komplikasyonlar yönünden gözden geçirildi. Her iki grupta postoperatif solunum fonksiyon testlerini karşılaştırdık.

Bulgular: Çalışma süresince kliniğimize spontan pnömotoraks nedeniyle toplam 23 hasta (20 erkek ve 3 kız, 16 sağ ve 7 sol, ortalama yaş 16.17±0.8 yıl) yatırıldı. En sık şikayet göğüs ağrısı ve nefes darlığı idi. İlk bilgisayarlı tomografi taramasında 19 hastada büllöz lezyon tespit edilmişti, 4 hastada karşı tarafta büllöz lezyon vardı. Erken ve geç cerrahi grupları arasında klinik ve radyolojik özellikler açısından anlamlı fark yoktu (p>0.05). Üç hastada sadece tüp yerleştirildi. Büller bir Endo-GIA stapler kullanılarak torakoskopik olarak rezeke edildi. Altı hastaya ilk başvurudan ortalama 2.3±1.8 ay sonra elektif olarak VATS uygulandı. Aynı yatışta VATS uygulanan hastalarda hastanede kalış süresi elektif cerrahi uygulananlara göre daha yüksek olmasına rağmen aradaki fark anlamlı değildi (12.3±5.7'ye karşı 9.4±4.1, p>0.05). Her grupta birer hastada uzun süreli hava kaçağı meydana geldi. İlk tüpte geçirilen süre elektif cerrahi grubunda anlamlı olarak daha uzundu (7.5±3.1'e karşı 4.2±3.1, p<0.05). Preoperatif veya postoperatif mortalite veya morbidite olmadı. Ortalama takip süresi 20 aydı. Ortalama zorlu ekspiratuar hacim (FEV1) ve ortalama zorlu vital kapasite (FVC) erken VATS grubunda ortalama %87 ve %92 ve elektif VATS grubunda ise %81 ve %86 bulundu, anlamlı fark yoktu (p>0.05).

Sonuç: Büllöz akciğer hastalıklarına bağlı gelişen spontan pnömotoraksta göğüs tüpü uygulaması çoğunlukla küratif değildir. İlk resüsitasyondan sonra aynı yatışta VATS ile tedavi toplam yatış süresini azaltmaktadır.

Close