TÇCD 2022 39th Annual Congress of Turkish Pediatric Surgical Association Congress

View Abstract

Poster - 35

The effect of body mass index on childhood permanent tunneled intravascular catheter placement complications

E Aydın Yıldırım, O Ulusoy, O Ateş, G Hakgüder, M Olguner, F Akgür
Department of Pediatric Surgery, Division of Pediatric Urology, Dokuz Eylül University, Medical school, İzmir

Aim: Permanent tunneled intravascular catheters are increasingly used in pediatric patients. The effects of body mass index (BMI) on complications in different surgical procedures in children have been studied. The effect of BMI on complications of permanent tunneled intravascular catheter placement has not been investigated. In this study, we aimed to evaluate the effect of BMI on complications of permanent tunneled intravascular catheters placement in pediatric patients.

Methods: Patients who underwent permanent tunneled intravascular catheters placement between January 2006 - January 2022 were analyzed retrospectively. Demographic characteristics, diseases of the patients, catheter indications, type of surgery performed, BMI, usage of ultrasonography (US) and complications were evaluated. BMI were divided in five subgroups according to percentile (P) ranges as <3P, 3-15P, 15-85P, 85-97P, and >97P.

Results: Total of 400 patients who underwent permanent tunneled intravascular catheter placement were included in the study, 182 of the cases were female (45.5 %) and 218 of cases were male (54.5 %). Catheter line-associated bloodstream infection (CLABSI) was the most common complication, 74 patients (18.5 %). Wound infection was the second most common complication, 38 patients (9.5 %). There were 26 patients in the “<3 P group”, 26 patients in the “3-15 P group”, 259 patients in the “15-85 P” group, 58 patients in the “85-97 P group”, and 31 patients in the “>97 P group”. Among the groups, CLABSI was most common in the “<3 P group” (13 patients 50.0 %), second common in the “3-15 P group” (9 patients, 34.6 %), and third common in the “15-85 P” group (38 patients, 14.6 %). As BMI decreased, CLABSI has been found to be statistically significantly increased (p<0.001). Wound infection was found to the highest rate in the “>97 P group” (17 patients, 44.7 %). Wound infections were found to be statistically significantly higher in the patients with high BMI (p<0.001). US-guided puncture significantly shortens the operation time in patients who underwent catheterization with the Seldinger method (p<0.001).

Conclusion: US-guided permanent intravascular catheterization with the Seldinger method in childhood shortens the surgical time regardless of BMI. While the increase in BMI decreases the rate of CLABSI, it increases wound infections.

Vücut kitle indeksinin çocukluk çağında kalıcı tünelli intravaskuler kateter yerleştirilmesi komplikasyonları üzerine etkisi

E Aydın Yıldırım, O Ulusoy, O Ateş, G Hakgüder, M Olguner, F Akgür
Dokuz Eylül Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı, Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı, İzmir

Amaç: Günümüzde çocukluk çağı onkolojik, hematolojik ve kronik hastalıklarında kalıcı tünelli intravaskuler kateter uygulamaları artan sıklıkta kullanılmaktadır. Vücut kitle indeksinin (VKİ) çocuklarda birçok ameliyatın komplikasyonları üzerine etkileri araştırılmıştır. VKİ’nin kalıcı tünelli intravaskuler kateter yerleştirilmesi komplikasyonlarına etkisi henüz araştırılmamıştır. Bu çalışmada kalıcı tünelli intravaskuler kateter yerleştirdiğimiz hastaların VKİ’nin komplikasyonlar üzerine etkisini değerlendirmeyi amaçladık.

Yöntem: Anabilim Dalımızda Ocak 2006 - Ocak 2022 tarihleri arasında kalıcı tünelli intravaskuler kateter yerleştirilen hastalar geriye dönük olarak incelendi. Hastaların demografik özellikleri, hastalıkları, intravaskuler kateter endikasyonları, uygulanan cerrahi tipi ve özellikleri, VKİ, Ultrasonografi (US) kullanımı ve komplikasyonlar değerlendirildi. Hastaların VKİ’leri persantil (P) aralıklarına göre <3P, 3-15P, 15-85P, 85-97P, >97P şeklinde beş alt gruba ayrıldı.

Bulgular: Kalıcı tünelli intravaskuler kateter yerleştirilen 400 hasta çalışmaya dahil edildi. Hastaların 182’si kız (% 45,5), 218’i erkekti (% 54,5). Kateter ilişkili kan dolaşım enfeksiyonu (KİKDE) en sık saptanan komplikasyondu, 74 hasta (% 18,5). İkinci sıklıktaki komplikasyon olarak ise yara yeri enfeksiyonu saptandı, 38 hasta (%9,5). Gruplar değerlendirildiğinde; “<3 P grubunda” 26 hasta, “3-15 P grubunda” 26 hasta, “15-85 P grubunda” 259 hasta, “85-97 P grubunda” 58 hasta ve “>97 P grubunda” 31 hasta yer almaktaydı. KİKDE gruplar arasında en sık “<3 P grubunda” (13 hasta %50,0) saptanırken ikinci sıklıkta “3-15 P grubunda” (9 hasta, %34,6), üçüncü sıklıkta “15-85 P grubunda” (38 hasta, %14,6) saptandı. VKİ azaldıkca KİKDE istatiksel anlamlı olarak yüksek saptandı (p<0,001). Yara yeri enfeksiyonu ise en yüksek oranda ile “>97 P grubunda” saptandı (17 hasta, %44,7). VKİ yüksek saptanan hastalarda yara yeri enfeksiyonları istatiksel olarak anlamlı şekilde yüksek saptandı (p<0,001). Seldinger yöntemi ile intravaskuler kateter yerleştirilen hastalarda US eşliğinde ponksiyon ameliyat süresini istatistiksel olarak anlamlı şekilde kısaltmakta olduğu gözlendi (p<0.001).

Sonuç: Çocukluk çağında US eşliğinde Seldinger yöntemi ile kalıcı intravaskuler kateter uygulama VKİ’den bağımsız olarak cerrahi süreyi kısaltmaktadır. VKİ artışı KİKDE oranını azaltırken yara yeri enfeksiyonlarını artırmaktadır.

Close