Oral Presentation - 39
Pediatric Endoscopic Pilonidal Sinus Treatment (PEPSIT) versus Limberg Flap for the Surgical Treatment of Sacrococcygeal Pilonidal Sinus in Pediatric Patients
B Erginel*, M Çevik**, E Doğan***, B Togay***, B Tander****
*Istanbul Faculty of Medicine, Department of Pediatric Surgery, Altunizade Acibadem Hospital
**Acibadem University Atakent Hospital
***Acibadem University. Faculty of Medicine
****Acibadem Hospitals, Department of Pediatric Surgery
Background: The treatment of sacrococcygeal pilonidal sinus (SPS) in pediatric patients presents a challenge due to the high recurrence rates associated with conventional methods. This study aims to compare the Limberg flap method and Pediatric Endoscopic Pilonidal Sinus Treatment (PEPSiT) for the treatment of SPS in children, in terms of efficacy, potential benefits, and safety.
Methods: Thirty-six children with SPS who had undergone either Limberg flap technique or PEPSiT method, from April 2017 until August 2022, were retrospectively evaluated. Data regarding patients’ demographics, complications and postoperative courses were recorded, and the two groups were compared.
Results: The patients have a mean age of 14.69±1.69 years. Among them, 18 patients (13 males, 5 females) underwent Limberg flap method (Group LF), and 18 patients (15 males, 3 females) underwent PEPSiT (Group P). No significant difference is observed among the two groups in terms of age, gender, number of fistulas, operative time, duration of wound healing, presence of early complications, and mean recurrence rate (p>0.05). The postoperative analgesic duration of patients that belong to Group P is found to be significantly shorter than that of Group LF patients (respectively 1.1±0.5 and 2.1±0.8). Patients that have undergone PEPSiT returned to their daily activities faster than those in Group LF (respectively 1.00±0.00 and 8.17±5.61 days with p<0.005).
Conclusion: Although PEPSiT and Limberg flap methods have similar complications, there was less need for analgesic use and the time needed to return to daily activity was significantly lower in Group P when compared to Group LF.
Çocuklarda Sakrokoksigeal Pilonidal Sinüs Cerrahi Tedavisinde Limberg Flep Yöntemi ile Pediatrik Endoscopic Pilonidal Sinus Tedavisi (PEPSIT) Yönteminin Kıyaslaması
B Erginel*, M Çevik**, E Doğan***, B Togay***, B Tander****
*İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı , Altunizade Acıbadem Hastanesi
**Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi
***Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi
****Acıbadem Hastaneleri, Çocuk Cerrahisi Bölümü
Amaç: Konvensiyonel metotlarda görülen yüksek nüks oranlarından dolayı pediatrik çağdaki hastalarda Sakrokoksigeal Pilonidal Sinüs (SPS) tedavisi bir zorluk arz etmektedir. Bu çalışma çocuklarda SPS tedavisinde Limberg flep yöntemi ve Pediatrik Endoskopik Pilonidal Sinüs Tedavsini (PEPSİT) etkinlik, potansiyel faydalar ve güvenlik açısından karşılaştırmayı hedeflemektedir.
Yöntem: Nisan 2017'den Ağustos 2022'ye kadar Limberg flep tekniği veya PEPSiT yöntemi uygulanan SPS'li 36 çocuk retrospektif olarak değerlendirildi. Hastaların demografik bilgileri, komplikasyonları ve ameliyat sonrası seyri ile ilgili veriler kaydedildi ve iki grup karşılaştırıldı.
Bulgular: Hastaların ortalama yaşı 14,69±1,69'dur. Bunlardan 18 hastaya (13 erkek, 5 kadın) Limberg flep yöntemi (Grup LF), 18 hastaya (15 erkek, 3 kadın) PEPSiT (Grup P) uygulandı. İki grup arasında yaş, cinsiyet, fistül sayısı, ameliyat süresi, yara iyileşme süresi, erken komplikasyon varlığı ve ortalama nüks oranı açısından anlamlı fark izlenmedi (p>0,05). Grup P'ye ait hastaların postoperatif analjezik süresi Grup LF hastalarına göre anlamlı olarak daha kısa bulundu (sırasıyla 1,1±0,5 ve 2,1±0,8). PEPSiT uygulanan hastalar Grup LF'dekilere göre günlük aktivitelerine daha hızlı döndüler (sırasıyla 1.00±0.00 ve 8.17±5.61 gün, p<0.005).
Sonuç: PEPSiT ve Limberg flep yöntemleri benzer komplikasyonlara sahip olmasına rağmen, Grup P'de Grup LF'ye göre analjezik kullanımına daha az ihtiyaç duyuldu ve günlük aktiviteye dönüş için gereken süre anlamlı olarak daha düşüktü.