Oral Presentation - 72
Diagnostic Difficulties in Congenital Head and Neck Masses in Children
C Erdener Çeliktürk, M İnan
Trakya University Department of Pediatric Surgery
Aim: Congenital neck masses constitute an important group of patients. It is generally caused by embryological period residues. These masses have the potential to encounter problems in treatment due to diagnostic difficulties. We aimed to share the clinical features of our patients who underwent surgery for a congenital neck mass and to examine the relationship between prediagnosis and pathological diagnosis.
Methods: In our retrospective cross-sectional study, all pediatric patients who were operated for a mass located in the head and neck between 2015-2023 were included in the study. Those whose pre-diagnosis and pathological diagnosis didn’t include congenital pathologies were excluded. The clinical features of the patients, their pre-diagnosis and post-op pathology results were recorded.
Results: 30 of 42 children with congenital pathology who were operated on for a mass located in the head and neck were included. Of these, 43% were reported as branchial remnants, 27% thyroglossal cysts, 13% dermoid cysts. It was observed that 8 of 14 patients who were operated with a preliminary diagnosis of thyroglossal cyst were diagnosed as thyroglossal cyst in the post-op pathological examination, 2 were reported as dermoid cyst, 1 as bronchogenic cyst, 1 as keratinous cyst. Recurrence was observed in 1 patient. It was found that the prediagnoses and pathological diagnoses of the patients who were operated on with the preliminary diagnosis of branchial residual overlapped.
Conclusion: We believe that the probability of misdiagnosis is high in congenital masses located in the midline of the neck, it is necessary to decide whether or not Sistrunk surgery can be performed, especially in midline masses with suspected thyroglossal cysts, according to the course of the surgery. Recurrent cases are still seen today may be related to the lack of adequate pre-op and per-op examination of the relationship between neck midline masses and hyoid bone.
Çocuklarda Görülen Doğumsal Baş-Boyun Kitlelerinde Tanısal Zorluklar
C Erdener Çeliktürk, M İnan
Trakya Üniversitesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı
Amaç: Doğumsal boyun kitleleri çocukluk çağında karşımıza çıkan önemli bir hasta grubunu oluşturur. Genellikle embriyolojik dönem artıklarından kaynaklanmaktadır. Bu kitleler tanısal zorluklar nedeniyle tedavide sorunlarla karşılaşma potansiyeli barındırmaktadır. Çalışmamızda hastanemizde doğumsal boyun kitlesi nedeniyle ameliyat olan hastalarımızın klinik özelliklerini paylaşmayı ve bu hastalarda ön tanı-patolojik tanı ilişkisini irdelemeyi amaçladık.
Yöntem: Retrospektif kesitsel nitelikte olan çalışmamızda Ağustos 2015 ve Ağustos 2023 döneminde baş-boyunda yerleşen kitle nedeniyle opere edilen çocuk hastaların tümü incelemeye alındı. Ön tanısı ve patolojik tanısı doğumsal patolojileri içermeyenler çalışma dışı bırakıldı. Hastaların klinik özellikleri ile ön tanı ve post-op patoloji sonuçları kaydedildi.
Bulgular: Baş-boyunda yerleşen kitle nedeniyle opere edilen 42 çocuk hastadan, doğumsal patolojiye sahip olan 30’u çalışmaya dahil edildi. Bunlardan %43’ü (n=13) brankial artık, %27’si (n=8) tiroglossal kist, %13’ü (n=4) dermoid kist olarak raporlandı. Diğer 5 hasta ise 2 lenfatik malformasyon, 1 tortikollis, 1 immatür teratom ve 1 de bronkojenik kist olarak bildirildi. Tiroglossal kist ön tanısı ile opere edilen 14 hastadan 8’inin post-op patolojik incelemede tiroglossal kist tanısı aldığı; 2’sinin dermoid kist, 1’inin bronkojenik kist, 1’inin de keratinöz kist olarak raporlandığı görüldü. 1 hastada nüks gözlendi. Brankial artık ön tanısıyla ameliyat edilen hastaların ön tanılarıyla patolojik tanılarının örtüştüğü saptandı.
Sonuç: Çocuklarda boyun orta hattında yerleşen doğumsal kitlelerde yanlış ön tanı olasılığının yüksek olduğu kanaatindeyiz. Özellikle tiroglossal kist düşünülen orta hat kitlelerinde Sistrunk ameliyatının yapılıp yapılmayacağı kritik bir karar olup nükslerde belirleyici bir unsur niteliğindedir. Ameliyat esnasında dikkatli bir diseksiyonla fistül takibi yapmak ve ameliyatın seyrine göre hyoid kemik korpusunu çıkarma kararını almak gerektiğinin inancındayız. Nüks olguların günümüzde hala görülüyor olması, boyun orta hat kitleleriyle hyoid kemik ilişkisinin pre-op ve per-op yeteri kadar incelenmemesiyle bağlantılı olabilir.