Poster - 43
COMPARISON OF MORTALITY CLASSIFICATIONS AND PREDICTION OF MORBIDITY RISK FACTORS IN ESOPHAGEAL ATRESIA /TRACHEOESOPHAGEAL FISTULA PATIENTS
AE Boztaş Demir, M Hoşgör
University of Health Sciences Dr. Behcet Uz Child Disease and Surgery Training and Research Hospital, Department of Pediatric Surgery, Izmir,
Aim:The aim of the study is to compare the mortality rates in cases with esophagealatresia / tracheoesophageal fistula (EA/TEF) with Spitz and Okamoto classifications as the predictive power of the presence of major cardiac anomaly alone and to examine the risk factor indicators predicting early postoperative morbidity.
Material and Methods:Patients with the diagnosis of EA/TEF admitted to our pediatric surgery clinic between January 2000 and May 2020 operated and followed up after the operation, were retrospectively reviewed. Patients were analyzed for demographic and basic clinical data, information about disease characteristics and operation, postoperative period, early complications, condition at discharge and morbidities developed during follow-up. Morbidities were divided into three groups: gastrointestinal (dysphagia, gastroesophageal reflux, anastomotic leak, anastomotic steanosis), respiratory (asthma-like symptoms, recurrent pneumonia, cyanotic spells), developmental (nutritional supplement need, growth charts).
Results:Index admission mortality was 25% (38/152). Both Okamoto and Spitz classifications were valid in predicting mortality, but Okamoto classification was superior (p<0.001 and p=0.007, respectively). The presence of major cardiac anomaly alone was not significant in predicting mortality (p=0.154). All morbidities were found to be higher in cases with prematurity and accompanying congenital syndrome (p<0.005). The duration of postoperative thoracic tube and nasogastric tube removal, length of hospital stay, and postoperative mechanical ventilation duration were positively correlated with the development of all morbidities (p<0.005). For gastrointestinal morbidities, long distance between esophageal ends; anastomotic leakage and recurrent fistula development were found to increase respiratory morbidities statistically. (p<0.005)
Conclusion:Okamoto and Spitz classifications remain valid in predicting mortality in EA/TEF cases. The presence of major cardiac anomaly alone is insufficient to predict mortality. Knowing the risk factors associated with morbidity will guide the follow-up of EA/TEF patients in order to reduce gastrointestinal, respiratory and developmental morbidities.
ÖZOFAGUS ATREZİSİ / TRAKEOÖZOFAGEAL FİSTÜL OLGULARINDA MORTALİTE SINIFLANDIRMALARININ KARŞILAŞTIRILMASI VE MORBİDİTE RİSK FAKTÖRLERİNİN BELİRLENMESİ
AE Boztaş Demir, M Hoşgör
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Dr. Behçet Uz Çocuk Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Çocuk Cerrahisi Kliniği, İzmir
Amaç: Özofagus atrezisi / trakeoözofageal fistül (ÖA/TÖF) olgularında Spitz, Okamoto sınıflandırmaları ve tek başına majör kardiyak anomali varlığının mortalite oranlarını ön görmedeki güçlerinin karşılaştırılması ve postoperatif erken dönemde morbiditeyi öngören risk faktörlerinin incelenmesi amaçlanmıştır.
Gereç ve Yöntem: Hastanemiz çocuk cerrahisi kliniğinde Ocak 2000- Mayıs 2020 yılları arasında başvuran ve ÖA/TÖF tanısı ile opere edilen olgular retrospektif olarak incelenmiştir. Olgular demografik bilgiler ve temel klinik veriler, hastalık özelliği ve operasyonu içeren bilgiler, postoperatif dönem verileri, komplikasyon gelişimi, taburculuktaki durumu ve izlemde gelişen morbiditeler açısından incelenmiştir. Morbiditeler üç gruba ayrılarak incelendi: gastrointestinal (yutma güçlüğü, gastroözofageal reflü, anastomoz kaçağı, anastomoz darlığı), solunumsal (astım benzeri semptomlar, tekrarlayan pnömoni, siyanotik atak ), gelişimsel (ek nutrisyonel destek ihtiyacı, persantil büyüme eğrileri).
Bulgular: Çalışmamızda olguların tanı aldığı ve opere olduğu ilk yatışındaki mortalite oranı %25 (38/152) olarak saptandı. Olgularda Okamoto ve Spitz sınıflamalarının her ikisinin de mortaliteyi öngörmede geçerli olduğu, ancak Okamoto sınıflamasının daha üstün olduğu görüldü (sırasıyla, p<0,001 ve p=0,007). Majör kardiyak anomali varlığının mortaliteyi öngörmede tek başına anlamlı olmadığı görüldü(p=0,154). Prematürite ve eşlik eden sendromu olan olgularda tüm morbiditelerin daha fazla olduğu saptandı (p<0,005). Postoperatif toraks tüpü ve nazogastrik tüpünün çekilme süresinin, hastanede yatış süresinin ve postoperatif mekanik ventilatörde izlem süresinin tüm morbiditelerin gelişimi ile pozitif korelasyon gösterdiği görüldü (p<0,005). Özofagus uçları arası mesafenin uzun olmasının gastrointestinal morbiditeleri; anastomoz kaçağı ve rekürren fistül gelişiminin ise solunumsal morbiditeleri istastistiksel anlamlı olarak arttırdığı saptanmıştır (p<0,005).
Sonuç: ÖA/TÖF olgularında mortalite riskini öngörmede Okamoto ve Spitz sınıflandırmaları geçerliliğini korumaktadır. Majör kardiyak anomali varlığı mortaliteyi öngörmede tek başına yetersiz kalmaktadır. Morbidite ile ilişkili risk faktörlerinin bilinmesi, gastrointestinal, solunumsal ve gelişimsel morbiditelerin azaltılması için ÖA/TÖF olgularının takibinde yol gösterici olacaktır.