Oral Presentation - 57
Comparison of Urine Sound Recordings and Uroflowmetry Results in Boys
N Mustafayeva*, OH Kocaman**, E Keskin**, F Gün Soysal**, B Erginel**
*Ege Hospital, Baku, Azerbaijan
**Istanbul University Istanbul Medical Faculty Department of Pediatric Surgery Division of Pediatric Urology
Purpose: Voiding dysfunction is one of the common reasons for pediatric urology clinic visits, and different methods are used for diagnostic purposes. The ICCS-SUP (International Continence Society Standard Urodynamics Protocol) recommends uroflowmetry (UFM) as a non-invasive, simple, and low-cost method that can be used in the diagnosis and treatment follow-up. The difficulties of performing uroflow (UF) in the pediatric population, the extension of hospital stay for repeating the procedure, and the need for frequent hospital visits for treatment follow-up make the procedure difficult. Audiflow or sonouroflow involves analyzing the sound produced by urine hitting the water in the toilet during urination to obtain a uroflow curve.
Patients: In this study, we compared these two methods by recording the sound of urination during the conventional uroflow procedure in healthy male children aged 4-12 years, who had no lower urinary system pathology. The sound recordings were analyzed in the open-source Sonic Visualiser v4.5.2 program, and sound curves were created using the Loudness transformation, which is available under the GNU general license. Then, the curve created was digitally superimposed on the conventional UFM curve using the GIMP program. Thus, a single graph was created that we could evaluate the similarity between the noise graph of the sound recordings and the flow curve of the UFM.
Results: All of the patients were male with an average age of 7.36 (ranging from 4-14 years), and an average height of 119.4 cm (ranging from 110-165 cm). Although UFM was performed with a urination sound recording for a total of 20 patients, 8 records were excluded from the study due to artifacts caused by unexpected external noises. It was observed that the audiflow curve was similar to the conventional uroflow curve, and the urination time also correlated with the conventional method.
Conclusion: Audioflow is an easy and practical technique, and it can be repeated many times at home. Additionally, it may be more comfortable for children to urinate in the toilets of their own homes, and doing so in a natural environment could help us obtain accurate results. With its advantages such as being simple, easy, and frequently repeatable, audiflow could be an alternative to conventional UFM.
Erkek Çocuklarda İdrar Ses Kayıtları ile Üroflowmetri Sonuçlarının Karşılaştırılması
N Mustafayeva*, OH Kocaman**, E Keskin**, F Gün Soysal**, B Erginel**
*Ege Hospital, Bakü, Azerbaycan
**İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi AD Çocuk Ürolojisi BD
Amaç: İşeme disfonksiyonu çocukluk çağında sık idrar yolu enfeksiyonu, idrar kaçırma, idrar yaparken zorlanma, suprapubik ağrılarla kendini gösterebilen, tedavi edilmezse böbrek yetmezliğine kadar ilerleyebilen tanısı ve tedavisi zor bir patolojidir. ICCS- SUP (International Continence Society Standart Urodynamics Protocol) üroflovmetreyi (UFM) bu hastaların tanı ve tedavi takibinde kullanılabilecek non-invaziv, basit ve düşük maliyetli yöntem olarak önermektedir. Pediatrik populasyonda UFM yapılmasının zorlukları, işlemin tekrarlanması amacıyla hastanede kalış süresinin uzaması, hastaların tedavi ve takibi için sık hastane başvurularının gerekmesi işlemin yapılmasını zorlaştırmaktadır. Audiflov işeme sırasındaidrarın klozetteki suya çarpmasıyla oluşan sesi analiz ederek üroflov eğrisi elde edilmesidir.
Yöntem: Çalışmamızda çocuk cerrahisi ve çocuk üroloji polikliniğimize başvuran 4-12 yaş arası alt üriner sistem patolojisi olmayan sağlıklı erkek çocuklara, konvansiyonel üroflov işlemi sırasında işeme ses kaydı alarak bu iki yöntemi karşılaştırdık. Ses kayıtları açık kaynak kodlu Sonic Visualiser v4.5.2 programında incelenerek kayıtlardan GNU genel lisansa açık kullanılan Loudness transformasyonu ile ses eğrileri oluşturuldu. Ardından oluşturulan eğri eş zamanlı yapılan konvansiyonel UFM eğrisi ile GIMP program kullanılarak dijital olarak üst üste getirildi. Böylelikle ses kayıtlarının gürültü grafiği ile UFM’nin akım eğrisi arasındaki benzerliği değerlendirebileceğimiz tek bir grafi oluşturuldu.
Bulgular: Hastaların tamamı erkek olup yaş ortalaması 7,36 (4-14 yaş), boy ortalaması 119,4 cm (110-165 cm) şeklindeydi. Total 20 hastaya işeme ses kaydı ile birlikte UFM yapılsa da, kayıt sırasında beklenmedik dış sesler nedeniyle artefakt oluşduğu için 8 kayıt çalışmadan çıkarıldı. Çalışmamızda audiflov eğrisinin konvansiyonel üroflov eğrisi ile benzer olduğu, işeme zamanının da konvansiyonel yöntemle korelasyon gösterdiği görüldü. Qmax değeri ise konvansiyonel yöntemle elde edilen değerle zayıf korele idi.
Sonuç: Kolay yapılabilen ve kullanışlı bir teknik olması, evde defalarca tekrarlanabilmesi audiflov yöntemini değerli yapmaktadır. Ayrıca çocukların kendi evlerinin tuvaletlerinde, doğal ortamda işemeleri daha rahat olup doğru sonuçlar elde etmemize yardımcı olabilir. Audiflov basit, kolay ve sık tekrarlanabilmesi gibi avantajları ile konvansiyonel UFM’ye alternatif olabilir.