Oral Presentation - 77
Comparison of endoscopic pilonidal sinus treatment and phenolization treatments in children with pilonidal sinus
Ş Çolak, H Taşkınlar, C İsbir, A Naycı
Department of Pediatric Surgery, Medical School of Mersin University, Mersin
Aim: This study aimed to compare treatment processes and outcomes of phenolization and endoscopic pilonidal sinus treatment (EPSIT), which are noninvasive treatments used in pilonidal sinus. Method: Approval was obtained from Clinical Research Ethics Committee of university where study was conducted (2023/48). Patients aged 0-18 years who were diagnosed with pilonidal sinus disease in our clinic between 2016-2022, had not undergone any other surgery before, and were operated on with EPSIT and phenolization methods were included in study. Data on patients' age, gender, intergluteal sulcus depths, hospitalization durations, follow-up durations, recurrence status, complications, VAS pain scores, postoperative analgesic needs, postoperative dressing needs were examined. Results: Phenol treatment group included 30 patients (49%), EPSIT group included 31 patients (51%). 38 of patients (62.3%) were male, 23 (37.7%) were female. Patients' ages were 184.60±19.49 months. Postoperative follow-up period was 10.4±5.41 months in EPSIT group and 43.26±22.83 months in phenol group. Postoperative analgesic use (p=0.001) and VAS pain score (p<0.001) were significantly lower in EPSIT group. Length of hospital stay was significantly shorter in EPSIT group, and need for postoperative dressings was significantly lower (p<0.001). Recurrence rate was found to be 10% in EPSIT group, while it was 42.8% in phenol group. Postoperative complications such as recurrence, dermatitis, abscess, and hematoma were significantly lower in EPSIT group (p=0.023). Additionally, it was found that depth of intergluteal sulcus was significantly greater in patients with recurrence in phenolization group (p<0.001). Conclusion: Considering shorter follow-up period, study suggests that EPSIT method is advantageous over phenol application in terms of less pain, analgesic use, dressing needs, recurrence, complication development. In addition, it is thought that depth of intergluteal sulcus, especially for phenol application, can be useful parameter in predicting postoperative outcomes.
Pilonidal sinüsü olan çocuklarda endoskopik pilonidal sinüs tedavisi ile fenolizasyon tedavilerinin karşılaştırılması
Ş Çolak, H Taşkınlar, C İsbir, A Naycı
Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı, Mersin
Amaç: Çalışmada, pilonidal sinüste giderek artan sıklıkta uygulanan noninvaziv tedavi alternatiflerinden fenolizasyon ve endoskopik pilonidal sinüs tedavisi (EPSİT) yöntemlerinin, tedavi süreç ve sonuçları açısından karşılaştırılması amaçlandı. Yöntem: Çalışmanın yapıldığı üniversitenin Klinik Araştırmlar Etik Kurulundan onay alındı (2023/48). Çalışmaya 2016-2022 yılları arasında kliniğimizde pilonidal sinüs hastalığı tanısı alan, daha önce başka bir cerrahi geçirmemiş, EPSİT ve fenolizasyon yöntemiyle ameliyat edilen 0-18 yaş grubu hastalar dahil edildi. Hastaların yaş, cinsiyet, intergluteal sulkus derinlikleri, yatış süreleri, takip süreleri, nüks durumu, komplikasyonları, VAS ağrı skorları, postoperatif analjezi ihtiyacı, postoperatif pansuman ihtiyacı ile ilgili verileri incelendi. Bulgular: Fenol tedavi grubunda 30 hasta (%49), EPSİT grubunda 31 hasta (%51) dahil edildi. Hastaların 38’i (%62,3) erkek, 23’ü (%37,7) kız idi. Hastaların yaşları 184,60±19,49 ay idi. Postoperatif takip süresi EPSİT grubunda 10,4±5,41 ay iken fenol grubunda 43,26±22,83 ay idi. Tedavi süreçleri açısından karşılaştırıldıklarında, postoperatif analjezi kullanımı (p=0,001), VAS ağrı skoru (p<0,001) EPSİT grubunda anlamlı olarak daha az idi. Ayrıca EPSİT grubunda yatış süresi anlamlı olarak kısa bulundu ve postoperatif pansuman ihtiyacı durumu anlamlı olarak az idi (p<0,001). EPSİT grubunda nüks oranı %10 olarak tespit edilirken fenol grubunda bu oran %42,8 olarak tespit edildi. Nüks, dermatit, apse, hematom gibi postoperatif komplikasyonlar EPSİT grubunda anlamlı şekilde daha az tespit edildi (p=0.023). Ek olarak intergluteal sulkus derinliğinin fenolizasyon grubunda nüks olan hastalarda anlamlı olarak daha fazla olduğu tespit edildi (p<0,001). Sonuç: Çalışma ile takip süresindeki kısalık dikkate alınarak EPSİT yönteminin fenol uygulamasına göre ağrı, analjezik kullanımı, pansuman ihtiyacı, nüks ve komplikasyon gelişmesi konularında daha avantajlı olduğu düşünülmektedir. Ayrıca özellikle fenol uygulaması için intergluteal sulkus derinliğinin postoperatif sonuçları ön görmede kullanılabilir bir parametre olduğu düşünülmektedir.