Case Report - 6
Diagnosis and Management of Pediatric Intestinal Pseudo-obstruction: A Multidisciplinary Approach through a Case of Perforated Appendicitis
C Şahin, BM Erkoç, C Gül, N Gülçin, M Arpacık
Health Sciences University Umraniye Training and Research Hospital, Department of Pediatric Surgery
Introduction:
Pediatric intestinal pseudo-obstruction (PIPO) is a rare disorder characterized by symptoms of intestinal obstruction caused by gastrointestinal motility disorders, without any luminal narrowing or obstructing lesions. Symptoms typically begin within the first year of life in 80% of patients. PIPO may be triggered by factors such as infections, fever, anesthesia, surgical procedures, stress, and malnutrition. This case report highlights the challenges and clinical management strategies in diagnosing and treating a patient with PIPO following surgery for perforated appendicitis and subsequent ileus attacks.
Case:
A 14-year-old girl was admitted to the hospital with complaints of abdominal pain and bilious vomiting for five days. On physical examination, she exhibited diffuse abdominal tenderness, guarding, and rebound tenderness in the right lower quadrant. Radiological examinations suggested a diagnosis of perforated appendicitis, leading to a preliminary diagnosis of acute abdomen. She underwent surgery, during which a perforated appendix was found. An appendectomy and peritoneal debridement were performed. Postoperatively, due to episodes of ileus, she required two additional surgeries with an initial diagnosis of adhesive ileus. Despite these interventions, the patient experienced persistent abdominal distension, bilious vomiting, and lack of gas and stool passage, with continued air-fluid levels on plain radiographs. To alleviate symptoms, an ileostomy was performed. Biopsies were taken from the rectum and ileostomy end to exclude Hirschsprung's disease and neuronal intestinal dysplasia (NID). After excluding other ileus causes through genetic, radiological, and pathological evaluations, she was diagnosed with PIPO and started on neostigmine, leading to active ileostomy function and resumption of oral feeding. The patient continues to be monitored with an ileostomy.
Results:
It is crucial to consider the possibility of PIPO in cases of persistent ileus and unexplained intestinal obstruction after surgical procedures. A multidisciplinary approach is necessary to provide effective diagnosis and treatment in the management of these cases.
Pediatrik İntestinal Psödo-obstrüksiyon Tanısı ve Yönetimi: Bir Perfore Apandisit Vakası Üzerinden Multidisipliner Yaklaşımın Değerlendirilmesi
C Şahin, BM Erkoç, C Gül, N Gülçin, M Arpacık
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Ümraniye Eğitim Araştırma Hastanesi,Çocuk Cerrahisi Kliniği
Giriş:
Pediatrik intestinal psödo-obdtrüksiyon (PIPO), lümeni daraltan veya tıkayan herhangi bir lezyon olmaksızın, gastrointestinal motilite bozukluğu nedeniyle bağırsak obstrüksiyonu semptomlarına yol açan nadir bir hastalıktır. Hastaların %80'inde semptomlar hayatın ilk yılı içinde başlar. PIPO, enfeksiyonlar, ateş, genel anestezi, cerrahi müdahaleler, psikolojik stres ve yetersiz beslenme gibi çeşitli etkenlerlerle tetiklenebilir. Bu olgu sunumunda, perfore apandisit nedeniyle opere edilen ve sonrasında ileus ataklarıyla belirginleşen bir süreçte, multidisipliner yaklaşımla PIPO tanısı konulan hastanın tanı ve tedavi sürecinde karşılaşılan zorluklar ile klinik yönetim stratejileri ele alınmıştır.
Olgu:
Ondört yaşında kız hasta, 5 gündür süren karın ağrısı ve safralı kusma şikayetleri ile hastaneye başvurdu. Fizik muayenede batında yaygın hassasiyet, sağ alt kadranda defans ve rebound bulguları mevcuttu. Radyolojik incelemeler perfore apandisiti desteklemekteydi ve akut batın ön tanısı ile opere edildi. Operasyonda perfore apandisit tespit edilerek appendektomi ve peritoneal debridman uygulandı. Postoperatif dönemde ileus atakları nedeniyle 2 kez adezyon ileus ön tanısı ile opere edildi. Ancak, hastanın gaz-gayta deşarjı olmaması, batın distansiyonu, safralı kusmaları ve direkt grafilerinde yaygın hava-sıvı seviyelerinin devam etmesi üzerine diversiyon amacıyla hastaya ileostomi açıldı. Bu ameliyatta hirschsprung hastalığı ve nöronal intestinal displaziyi (NID) ekarte etmek amacıyla rektal biyopsi ve ileostomi ucundan biyopsi alındı. İleostominin çalışmaması ve safralı kusmaların devam etmesi üzerine, genetik, radyolojik ve patolojik incelemelerle diğer ileus nedenleri dışlanarak hastaya PIPO tanısı konuldu ve neostigmin tedavisine başlandı. Neostigmin sonrası ileostomi aktif hale geldi ve hasta oral beslenmeye geçilerek tedavisine devam edildi. Hasta halen ileostomili olarak takip edilmektedir.
Sonuç:
Cerrahi işlemler sonrası oluşan inatçı ileuslarda ve nedeni açıklanamayan bağırsak obstrüksiyonlarında PIPO olasılığının göz önünde bulundurulması kritik önem taşımaktadır. Bu vakaların yönetimide multidisipliner yaklaşım etkili bir tanı ve tedavi süreci sağlamak için gereklidir.