Poster - 63
Management of Esophageal Perforation After Swallowing Coin
B Karbuzoğlu*, B Toker Kurtmen**, EB Çığşar Kuzu***
*SBU, İzmir Tepecik Training Hospital, Department of Pediatric Surgery, İzmir
**İzmir City Hospital, Pediatric Surgery Department, İzmir
***Izmir Katip Celebi University Department of Pediatric Surgery
Aim: Esophageal perforation is a severe condition often due to medical procedures, with high mortality and morbidity. Treatment varies based on the cause, esophageal condition, and time to intervention. A case of 12-year-old girl is presented to discuss the management and outcomes of esophageal perforation associated with ingestion of a coin.
Case report: A 12-year-old girl was transferred to our Pediatric Gastroenterology department after an external facility's failed attempt to remove. It was learned that the foreign object could not be accessed, and attempts were made to push it into the stomach with a Bougie. After the referral, during the procedure conducted by pediatric gastroenterology, the coin was pushed into the stomach, and seen suspected perforation site at the distal end of the esophagus, and respiratory distress developed after shift. Subsequently, an X-ray revealed a right-sided pneumothorax then patient was consulted by us. A right chest tube was inserted. Fluoroscopic X-ray showed esophageal compromise with opaque material in right hemithorax. During the same session, a nasogastric tube was placed. Patient’s right hemithorax was not adequately drained, a second chest tube was inserted. Surgical intervention was necessary due to persistent effusion and patient deterioration in first 24 hours. A right posterolateral thoracotomy revealed inflamed lung parenchyma and a perforation 2 cm proximal to the esophagogastric junction. Perforated site was primarily repaired and made a pleural flap. Postoperatively, no leakage was observed on the fifth day, and feeding commenced. The chest tube was removed, and the foreign body was expelled in stool on the 14th postoperative day.
Conclusion: Esophageal perforation is a rare but high-risk condution. Routine imaging after the procedures is crucial for early diagnosis and treatment. A detailed treatment standard should be established for esophageal perforations in terms of optimizing patient management through early diagnosis and early treatment.
Para Yutma Sonrası Gelişen Özofagus Perforasyonu Yönetimi
B Karbuzoğlu*, B Toker Kurtmen**, EB Çığşar Kuzu***
*SBU, İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Çocuk Cerrahisi Kliniği, İzmir
**İzmir Şehir Hastanesi, Çocuk Cerrahisi Bölümü, İzmir
***İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı
Amaç: Özofagus perforasyonu çoğunlukla iyatrojenik yaralanmalardan kaynaklanan ciddi bir klinik tablodur. Yüksek mortalite ve morbidite oranları vardır ve cerrahi tedavinin altın standardı yoktur. Vaka yönetimi perforasyonun boyutuna, nedenine ve perforasyon ile tedavinin başlangıcı arasında geçen zamana bağlıdır. Bu çalışmada para yutma sonrası özofagoskopi ilişkili özofagus perforasyonunun yönetimi ve sonuçları tartışılmak üzere sunulmuştur.
Olgu: 12 yaş kız hasta, 1 gün önce para yutma nedeni ile dış merkeze başvuru sonrasında rijid özofagoskopi yapıldıktan sonra yabancı cismin çıkarılamaması nedeni ile merkezimizde Çocuk Gastroenteroloji bölümüne sevk edildiği, işlem sırasında yabancı cisme ulaşılamadığı ve buji ile mideye itilmeye çalışıldığı öğrenildi. Çocuk Gastroenteroloji tarafından yapılan endoskopide paranın mideye ilerletildiği ancak özofagus distal uçta perforasyon şüpheli bir alan görüldüğü ve işlem sonrası hastada solunum sıkıntısı geliştiği belirtildi. Çekilen akciğer grafisinde sağ pnömotoraks saptanması üzerine hasta tarafımıza danışıldı. Hastaya sağ toraks tüpü takıldı. Floroskopi ile pasaj grafisi çekildi. Grafide özofagusun alt uç bütünlüğünün bozulduğu ve opak maddenin sağ hemitoraksa kaçtığı görüldü ve aynı seansta nazogastrik tüp yerleştirildi. Hastanın sağ hemitoraksındaki efüzyonunun 24 saatte yeterli drene edilememesi ve hastada ateş ve genel durum bozukluğu olması üzerine acil operasyon kararı alındı. Yapılan sağ posterolateral torakotomide akciğer parankimi bol fibrin kaplı ve enflameydi. Özofagokardiyak bileşkenin 2 cm proksimalindeki perforasyon alanı primer onarılıp plevral flep çevirildi. Postop 5. gün pasaj grafisinde kaçak saptanmaması üzerine beslenme başlandı. Toraks tüpü çekildi. Postop 14. günde yabancı cisim gaita ile çıktı.
Sonuç: Özofagus perforasyonu iyatrojenik olarak görülebilen nadir ancak yüksek riskli bir durumdur. Yapılan işlemler sonrasında yapılacak rutin görüntülemeler erken tanı ve tedavi için oldukça önemlidir. Erken tanı ve erken tedavi ile hasta yönetimi optimizasyonu açısından özofagus perforasyonlarında ayrıntılı bir tedavi standardı oluşturulmalıdır.