INoEA 2025 7th International Conference on Esophageal Atresia & 11th International PAAFIS Symposium & Aerodigestive Society Meeting

View Abstract

Poster - 5

A RARE PRESENTATION: DUODENAL OBSTRUCTION SECONDARY TO LYMPHADENOPATHY IN PEDIATRICS

AC Bakır*, M Jafarov*, Ö Kılıç Bayar*, S Abidoğlu**, K Karadeniz Cerit*, G Kıyan*
*MARMARA UNIVERSITY FACULTY OF MEDICINE DEPARTMENT OF PEDIATRIC SURGERY
**MARMARA UNIVERSITY FACULTY OF MEDICINE DEPARTMENT OF PEDIATRIC SURGERY DIVISION OF PEDIATRIC UROLOGY

Aim:

This study highlights the challenges of diagnosing and managing duodenal obstruction in pediatric patients and emphasizes that it can arise from various causes.

Case:
A 12-year-old girl with a history of tuberculosis treatment from ages 9 months to 4 years presented with worsening postprandial abdominal pain, bilious vomiting, and weight loss over the past two months. Clinical examination revealed severe cachexia and epigastric fullness. An upright abdominal X-ray and upper gastrointestinal contrast studies indicated dilation of the stomach and the first two parts of the duodenum, with a sudden cutoff at the third part. Contrast-enhanced abdominal CT showed significant lymphadenopathy compressing the third part of the duodenum without other notable pathology. Endoscopy confirmed fluid and food retention in the dilated stomach and second part of the duodenum but could not advance due to external compression. The patient was consulted regarding tuberculosis, and necessary tests were performed. Following failed multidisciplinary conservative treatment, laparotomy was planned. This revealed conglomerate lymph nodes encasing the third part of the duodenum, making dissection impossible. A duodenojejunostomy was performed using a linear stapler, and the passage continuity was confirmed. A nasojejunal tube was placed, and an incisional biopsy of the lymph nodes was conducted. The pathology result showed lymph nodes with immunoreactivity with CD3, CD20, bcl2, and CD138. The patient was early mobilized and started feeding via the nasojejunal tube on postoperative day one. The patient was discharged on postoperative day 21, able to tolerate oral feeding.

Conclusions:

This case underscores that duodenal obstruction can have various causes in children, making a thorough patient history and preoperative assessment crucial and multidisciplinary collaboration is necessary for complicated cases.

NADİR BİR OLGU: PEDİATRİK HASTALARDA LENFADENOPATİYE BAĞLI DUODENAL OBSTRÜKSİYON

AC Bakır*, M Jafarov*, Ö Kılıç Bayar*, S Abidoğlu**, K Karadeniz Cerit*, G Kıyan*
*Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi AD,
**Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi AD, Çocuk Ürolojisi BD

NADİR BİR OLGU: PEDİATRİK HASTALARDA LENFADENOPATİYE BAĞLI DUODENAL OBSTRÜKSİYON

Amaç: Bu çalışma, pediatrik hastalarda duodenal obstrüksiyonun tanı ve yönetimindeki zorlukları vurgulamakta ve bunun çeşitli nedenlerden kaynaklanabileceğini vurgulamaktadır.

Olgu: 9 ay-4 yaş arası tüberküloz tedavisi geçmişi olan 12 yaşındaki kız hasta, son iki ayda kötüleşen öğün sonrası karın ağrısı, safra kusması ve kilo kaybı ile başvurdu. Klinik muayenede, oldukça kaşektik idi ve epigastrik dolgunluğu mevcut idi. Batın grafisinde ve üst gastrointestinal kontrast çalışmaları, midenin ve duodenumun ilk iki bölümünün genişlediğini, üçüncü bölümde obstrüksiyonun olduğunu gösterdi. Kontrastlı abdominal bilgisayarlı tomografide duodenum 3. kısmına dıştan bası yapan lenfadenopati görüldü, başka belirgin bir patoloji görülmedi. Endoskopide, genişlemiş mide ve duodenum ikinci bölümünde sıvı ve gıda artıkları görüldü, ancak darlığın distaline geçilemedi. Hasta geçirilmiş tüberküloz açısından ilgili bölümlere konsülte edildi, gerekli testler yapıldı. Multidisipliner konservatif tedavi sonrası şikayetin devam etmesi nedeni ile laparotomi planlandı. Duodenum üçüncü bölümünü 360 derece saran konglomere lenf nodlarının mevcut olduğu ve diseksiyonun, barsağa zarar vermeden yapılamayacağı görüldü. Lineer stapler kullanılarak duodenojejunostomi yapıldı ve geçiş devamlılığı kontrol edildi, nazojejunostomi tüpü yerleştirildi. Llenf nodları eksize edilemediğinden insizyonel biyopsi gerçekleştirildi. Patoloji sonucu; lenf nodlarının CD3, CD20, bcl2 ve CD138 ile immunoreaktivite gösterdiğini ortaya koydu. Hasta erken mobilize edildi ve postoperatif birinci günde nazojejunostomi tüpü aracılığıyla beslenmeye lenbaşlandı, postoperatif 21. günde tam oral beslener halde taburcu edildi.

Sonuçlar: Bu olgu, çocuklarda duodenal obstrüksiyonun çeşitli nedenleri olabileceğini vurgulamakta, bu nedenle kapsamlı bir hasta öyküsü ve preoperatif değerlendirmenin kritik olduğunu, ayrıca karmaşık vakalar için multidisipliner yaklaşımın önemini göstermektedir.

Close