PEDURO 2011 II. National Pediatric Urology Congress

View Abstract

Oral Presentation - 51

Urinary tract stones in children: Evaluation of the changing therapeutic strategies for the last two years

F Özcan*, MN Azılı*, F Akbıyık*, G Bayram Kabaçam**, T Tiryaki*
*Ankara Child Health and Diseases, Hematology Oncology Training and Research Hospital Department of Pediatric Surgery
**Ankara Child's Diseases Hematology Oncology Education and Research Hospital, Deparmant of Radiology

Aim: Urinary tract stones in children can be seen with different incidences, depending on the different geographic regions, genetic and socio-economic situations.  Of all the stone cases,  2- 3% of the cases are seen in children. Infection is the the most important etiological factor. However, in children's cases metabolic causes should not be ignored particularly. In the treatment of urinary tract stones, parallel developments had been observed in the age group of children and in the age group of adult together with technological developments. In our clinic, the modern concept of endourological treatments of the urinary tract stones can be made at the beginning of the year 2009 for the necessary infrastructure is completed. Cases of urinary tract stones were treated in our clinic since 2009 and the treatment options were evaluated retrospectively.

Materials and Methods: Between 2009-2010 a total of 83 patients referred to our clinic with the diagnosis of urinary tract stones. In all of the cases, the stone placement, terms of procedure and complications were evaluated retrospectively. 

Results: All of the cases, 35 were female and 48 were male. While 49 patients were applied for kidney stones (59,1%), cystinuria was detected in 10 cases (12 %). While 10 cases were treated by ESWL, surgical interventions were performed in 39 patients. After PCNL was performed to 14 of the cases, URS was performed to 9 patients and in 16 of the cases, open surgery was performed, and then all of the patients became stone-free (6 months-19 years, mean 8.06 years, patients who were operated were16 girls and 23 boys). 11 of 13 cases (15,6%) of the lower end of ureter stone were treated by endoscopicly and two of them were treated with open surgery (7 of the cases were at left and 4 of the cases were at right side, 2 of the cases were bilateral, 7 girls, 6 boys, 2-17 years, mean age 8.36). Identified 20 cases of bladder stones (24,1%) were broken with placed in 10 F percutaneous trocar of laparoscopy (7 girls, 13 boys, 2-16 years, mean age 7.55). One case of stone in the urethra (1.2%) was identified in the fossa navikularis and  removed under general anesthesia. In our series, there is no nephrectomy or loss of renal function after the approaches. While no patients requiring blood transfusion after PNCL,in two of the cases; because of fever and urinary tract infection they required prolonged antibiotic therapy. In a patient with distal ureteral stone, because of iatrogenic injury in ureterovesical junction, the patient have been explored. 

Conclusion: In our series, the patients with bladder stones are found to be higher according to the literature . While more than a majority of bladder stones have been seen because of infections in patients that related to socio-economic status, we think that the cause  seen many cases of cystinuria were seen can be related with being a reference center. Most cases of bladder stones and cystinuria detected in male children and the cases of cystinuria diagnosed around the age of 1, except that a significant cause of stone was infection. Modern approach to treatment, to use staged minimally invasive treatments avoiding complications and preserve open surgical procedures, should be essential. Open surgical procedures should be kept for the patients developing complication.

Çocuklarda üriner sistem taşları: Son iki yılda değişen tedavi yaklaşımımızın değerlendirilmesi

F Özcan*, MN Azılı*, F Akbıyık*, G Bayram Kabaçam**, T Tiryaki*
*Ankara Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Hematoloji Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Cerrahisi Kliniği
**Ankara Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hematoloji Onkoloji Eğitim Araştırma Hastanesi Radyoloji Kliniği

Amaç: Çocuklarda üriner sistem taşları; coğrafi bölge, genetik ve sosyoekonomik durumun değişikliğine bağlı olarak farklı insidanslarda görülebilir. Tüm taş olgularının %2-3’ü çocuk olgulardır. Enfeksiyon en önemli etiyolojik faktördür. Ancak çocuk olgularda özellikle metabolik nedenler de göz ardı edilmemelidir. Üriner sistem taşlarının tedavisinde, teknolojideki gelişmelerle beraber çocuk yaş grubunda erişkin yaş grubuna paralel gelişmeler olmaktadır. Kliniğimizde modern konsepte uygun endoürolojik üriner sistem taşlarının tedavisinin yapılabilmesi için gerekli alt yapı 2009 yılı başında tamamlandı. 2009 yılından itibaren kliniğimizde tedavi edilen üriner sistem taş olgularına yaklaşımımızı ve tedavi seçeneklerimizi değerlendirmek amacı ile tüm olgularımız retrospektif olarak değerlendirmeye alındı. 

Materyal-Metod: 2009-2010 yılları arasında toplam 83 olgu üriner sistem taşı tanısı ile kliniğimize yönlendirildi. Tüm olgularımız geriye dönük olarak taşın yerleşimi, gerçekleştirilen işlem ve komplikasyonlar açısından değerlendirmeye alındı. 

Sonuçlar: Olguların 35’i kız, 48’i erkek idi. 49 olgu böbrek taşı (%59,1) nedeni ile başvururken 10 olgumuzda sistinüri (%12) olduğu belirlendi. 10 olgumuz ESWL ile tedavi edilirken 39 olgumuza cerrahi girişim uygulandı. 14 olguya PNCL, 9 olguya URS, 16 olguya açık cerrahi girişim uygulanarak taşsız hale getirildi (6 ay-19 yaş, ortalama 8,06 yaş, opere edilen olgularda 16 kız, 23 erkek).Üreter alt ucunda taş saptanan 13 olgudan (%15,6) 11’i endoskopik olarak, ikisi açık operasyon ile tedavi edildi (7 olgu sol, 4 olgu sağ, 2 olgu bilateral, 7 kız, 6 erkek, 2-17 yaş, ortalama 8,36 yaş).Mesane taşı saptanan 20 olguda (%24,1) ise perkutan olarak yerleştirilen 10 F laparoskopi trokarı ile taşlar kırılarak alındı (7 kız, 13 erkek, 2-16 yaş, ortalama 7,55 yaş). Bir olgumuzda ise üretrada (%1,2) fossa navikulariste taş belirlenerek genel anestezi altında çıkarıldı. Serimizde taş nedeni ile girişim sonrası nefrektomi yapılan ya da  cerrahi sonrası renal fonksiyon kaybı saptanan hastamız yoktur. PNCL sonrası kan transfüzyonu gereksinimi olan olgu olmaz iken, iki olgumuzda ateş ve üriner sistem enfeksiyonu nedeni ile uzayan antibiyotik tedavisi gerekti. Üreter alt uç taşı olan bir olguda, iatrojenik olarak üreterovezikal bileşke hasarı nedeni ile eksplore edilmiştir. 

Tartışma: Serimizde mesane taşlarının ve sistinürili olgular, literatüre göre daha yüksek oranda bulunmuştur. Mesane taşlarının fazla görülmesi hastaların sosyoekonomik durumları ve enfeksiyonların çokluğu ile ilgili iken sistinürili olguların çok görülmesi referans merkezi olmamızla ilgili olduğu düşüncesindeyiz. Mesane taşı ve sistinüri saptanan olgularımızın daha çok erkek çocuklar olduğu, sistinürili olguların 1 yaş civarında tanı aldığı, bunun dışında belirgin nedenin enfeksiyon taşları olduğu görülmektedir. Modern taş tedavisinde açık cerrahi girişimlerden uzak durularak, sabırla ve bazen tekrarlayan girişimlerle taşların tedavisi planlanmalıdır. Açık cerrahi girişimler komplikasyon gelişen olgulara saklanmalıdır.

Close