Oral Presentation - 66
POSTERIOR URETHRAL VALVE: OUR EXPERIENCES
Y Çalışkan, M Kaçar, N Kılıç, E Balkan
Uludag University faculty of Medicine Depatment of Pediatric Surgery and Pediatric Urology
Aim: We aimed to share our experience related with posterior urethral valve (PUV) in this study.
Patients and Methods: Totally 43 cases who were followed and treated with PUV diagnosis in our department between 2000 and 2010 were investigated retrospectively. Cases were examined in terms of operation age, clinical presentation, associated anomalies, presence of antenatal diagnosis, presence of vesicourethral reflux (VUR) and additional surgical procedures.
Results: Age of the first operation were between 6 days and 9 years. Type Ι PUV was detected in all of the cases and it was fulgurated. Second fulguration procedure was applied to 4 cases due to residual valve. First clinical presentation symptom were difficult urination (n:16) and urinary infection (n:8). Antenatal hydroureteronephrosis was detected in 19 of cases. Associated anomalies were observed in 10 cases. In voiding cystourethrography, bilateral VUR was detected in 11 cases and unilateral VUR was detected in 4 cases. Uretereneocystostomy was required due to grade 4-5 persisting VUR in 10 cases. In static renal scan, non-functionality was found in 2 kidney unit and function less than 40% was found in 11 kidney unit. Additional urological operation required in 23 cases. Mean follow-up period was 40 months (3-120 months).4 cases are followed-up because of chronic renal failure. Clean intermittent catheterization is applied to 16 cases. 23 cases are followed without any clinical problem.
Conclusion: PUV appears with antenatal hydroureteronephrosis in the newborn period and with various urinary system complaints in infants and children. Early diagnosis and timely PUV fulguration stops the progressing kidney damage and decreases proceeding to chronic renal failure.
POSTERİOR ÜRETRAL VALV DENEYİMLERİMİZ
Y Çalışkan, M Kaçar, N Kılıç, E Balkan
Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi AD Çocuk Ürolojisi BD
Amaç: Bu çalışmada, posterior üretral valv (PUV) olguları ile ilgili deneyimlerimizi paylaşmayı amaçladık.
Hastalar ve Yöntem: Kliniğimizde 2000 ile 2010 yılları arasında PUV tanısıyla takip ve tedavi edilen toplam 43 olgu retrospektif olarak incelendi. Olgular operasyon yaşı, başvuru semptomu, ek anomali, antenatal tanı varlığı, vezikoüretral reflü (VUR) varlığı ve ek cerrahi girişim açılarından incelendi.
Bulgular: Olgularımızın tedavi yaşı 6 gün ile 9 yıl arasında değişmekteydi. Olguların hepsinde Tip 1 PUV tespit edilip fulgure edildi. 4 olguya rezidü valv nedeni ile ikinci kez fulgurasyon işlemi yapıldı. İlk başvuru semptomu; idrar yapmada zorluk (n:16) ve üriner enfeksiyon (n:8) idi. Olguların 19’unda antenatal hidroüreteronefroz saptandı. 10 olguda ek anomali görüldü. İşeme sistoüretrografisinde 11 olguda bilateral, 4 olguda unilateral VUR saptandı. Bunlardan 10 olguda sebat eden grade 4-5 VUR nedeniyle üreteroneosistostomi gerekti. Statik böbrek sintigrafisinde 2 böbrek ünitesinde nonfonksiyon, 11 böbrek ünitesinde %40’ın altında fonksiyon bulundu. 23 olguya ek ürolojik cerrahi girişim gerekti. Ortalama takip süresi 40 ay (3-120 ay) idi. 4 olgu kronik renal yetmezlik nedeniyle izlenmektedir. 16 olguya temiz aralıklı kataterizasyon uygulanmakta ve 23 olgu sorunsuz olarak takip edilmektedir.
Sonuç: PUV yenidoğan döneminde, antenatal hidroüreteronefroz, bebekler ve çocuklarda çeşitli üriner sistem yakınmaları ile ortaya çıkar. Erken tanı ve zamanında PUV fulgurasyonu ilerleyen böbrek hasarını durdurarak, kronik renal yetmezliğe gidişi azaltmaktadır.