Oral Presentation - 79
Important problem after bladder augmentation: Incontinence
T Özdemir, A Arıkan, HN Özer, A Sayan, N Narlı
Tepecik Training and Research Hospital, Department of Pediatric Surgery, Izmir
Aim:
The aim of this study is to assess the results of bladder augmentation procedures in a eighteen years’ period.
Materials and method:
Between 1992 and 2010 42 patients were undergone bladder augmentation. Medical records of the patients were researched and causes yielding augmentation, procedures and follow-up were recorded.
Results:
Twenty eight of the patients were males, 14 were females. Pathologies yielding augmentation were bladder extrophy (31/42), neurogenic bladder (7/42), bladder tumor/pseudotumor (3/42) and persistent cloaca (1/42). Twenty nine of patients were undergone ileocystoplasty, 13 were undergone ureterocystoplasty. Mitrofanoff procedure was performed in 38 of 42 patients. Mean follow-up time is 7 years (2 mo-16 yrs). Most common problem requiring subsequent interventions is incontinence. For this purpose, open surgical procedures (11/42), bladder neck injections (3/42) were performed. In 4 girl bladder neck was closed. Mucus and stone formation were inevitable complications among ileocystoplasty group. Various surgical procedures were performed for these patients. Three unilateral nephrectomies were performed because of subsequent kidney dysfunction. No additional surgical interventios were required among the patients in ureterocystoplasty group.
Conclusion:
Most important pathology disturbing the patients after bladder augmentation other than the factors about the substitution material is incontinence. Surgical/invasive interventions are necessary to overcome this problem. If the incontinence remains unsolved despite various efforts closure of bladder neck is inevitable.
Mesane augmentasyonu sonrasında önemli sorun: İnkontinans
T Özdemir, A Arıkan, HN Özer, A Sayan, N Narlı
SB Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Çocuk Cerrahisi Kliniği, İzmir
Amaç:
Bir eğitim ve araştırma hastanesi Çocuk Cerrahisi Kliniği’nde 18 yıllık zaman diliminde yapılmış mesane augmentasyonu sonuçlarının değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
Gereç ve yöntem:
Kliniğimizde 1992-2010 yılları arasında 42 hastaya mesane augmentasyonu uygulanmıştır. Hastaların tıbbi kayıtları geriye dönük olarak incelenmiş, augmentasyon endikasyonları, hangi prosedürlerin uygulandığı, izlemlerinde karşılaşılan sorunlar kaydedilmiştir.
Bulgular:
Hastaların28’i erkek, 14’ü kızdır. Augmentasyon nedenleri arasında öne çıkan patoloji mesane ekstrofisi idi (31/42). Diğer nedenler nörojenik mesane (7/42), mesane tümörü/pseudotümörü (3/42), persistan kloaka (1/42) idi. Hastaların 29’unde sistoplasti için ileum kullanılmış, 13 hastaya da üreterosistoplasti uygulanmıştır. Mitrofanof prosedürü 42 hastanın 38’inde uygulanmıştır. Ortalama izlem süresi 7 yıldır (2 ay, 16 yıl). Tüm olgularda en çok ek cerrahi girişim gerektiren sorun inkontinans olmuştur. Bunun için açık cerrahi prosedürler (11/42), mesane boynu enjeksiyonu (3/42) gibi girişimler yapılmıştır. Dört hastada kontinans için mesaneboynu kapatılmıştır. Mesane boynu kapatılan hastaların tümü kızdır. İleosistoplasti uygulanan hastaların tümünde mukus ve taş sorunu gözlemlenmiş, 21 hastaya yeni mesanedeki taş nedeniyle çeşitli invaziv girişimler gerekli olmuştur. 3 hastada nefrektomi gerektiren tek taraflı böbrek fonksiyon kaybı görülmüştür. Üreterosistoplasti uygulanan hastalarda ek cerrahi girişim gerektirecek mesane içi patoloji görülmemiştir.
Sonuç:
Mesane augmentasyonu sonrasında, yama materyali ile ilgili sorunları dışında, hastaların yaşam konforunu bozan en önemli patoloji inkontinans olarak görülmektedir. Bu sorunun giderilmesi için cerrahi/invaziv girişimler kaçınılmazdır. İnkontinansın çözümlenemediği durumlarda, mesane boynunun kapatılması bir zorunluluk haline gelebilmektedir.