PEDURO 2011 II. National Pediatric Urology Congress

View Abstract

Oral Presentation - 85

THE EFFECTS OF UROTHERAPY ON CLINICAL FINDINGS AND UROFLOWMETRY RESULTS IN CHILDREN WITH DYSFUNCIONAL VOIDING

T Bayrak*, İ Gökşin**, A Önen*
*Dicle University Medical Faculty Department of Pediatric Surgery Section on Pediatric Urology Urodynamics Unit, Diyarbakır
**Harran University Institute of Health, Şanlıurfa

Aim: In this clinical study, we aimed to determine the effects of urotherapy on clinical findings and uroflowmetry results in children with dysfunctional voiding.

Methods: Those children aged between 8 and 12 with dysfunctional voiding who underwent uroflowmetry prior and after urotherapy in the year 2010 were evaluated. Residual urine volume was accepted as pathologic when it was greater than 20ml or 10% of expected bladder capacity.

Results: Of the 25 patients, 15 were girl and 10 were boy. Mean age was 10 years. The age and gender were found to be nonsignificant on uroflowmetric parameters when comparing the results prior to urotherapy (p>0.05). The symptoms were significantly resolved after urotherapy (p<0.05). Although statistically was not significant, additional pathologies resolved mainly after urotherapy. Type of voiding was significantly better after urotherapy (p<0.05). However, voiding time and urine flow rate was not significantly affected from urotherapy (p>0.05). Although statistically was not significant, residual volume decreased mainly after urotherapy.

Conclusions: Urotherapy improve clinical findings, associated pathologies, voiding type, and residual volume in children aged between 8 and 12 with dysfunctional voiding. Residual urine volume should be accepted as pathologic when it is greater than 10% in children younger than 6 years of age, while it is greater than 20 ml in children 6 years of age or older.  

DİSFONKSİYONEL İŞEMELİ ÇOCUKLARDA ÜROTERAPİNİN KLİNİK VE ÜROFLOWMETRİ SONUÇLARINA ETKİSİ

T Bayrak*, İ Gökşin**, A Önen*
*Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi AD Çocuk Ürolojisi BD Ürodinami Ünitesi, Diyarbakır
**Harran Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Şanlıurfa

Amaç: Bu klinik çalışmada, disfonksiyonel işemeli çocuklarda uygulanan üroterapinin üroflowmetri parametreleri üzerine etkilerini belirlemeyi amaçladık.

Gereç ve yöntem: 2010 yılında Ürodinami ve Üroterapi Ünitesinde üroflowmetri ve klinik değerlendirme sonucu disfonksiyonel işeme (Dİ) tanısı konan hastalarda üroterapi öncesi ve sonrası üroflowmetri yapılan 8-12 yaş arası çocuklar değerlendirildi. Rezidüel idrar miktarı, hem mesane kapasitesinin %10’nun üstündekiler hem de ayrıca toplamda 20ml’den fazla olan değerler patolojik kabul edildi.

Bulgular: Toplam 25 hastanın 15’i kız ve 10’u erkekti. Ortalama yaşları 10 yıldı. Yaş ve cinsiyetin üroterapi öncesi ve sonrası üroflowmetri parametreleri üzerinde etkisi anlamlı bulunmadı (p>0.05). Hastaların üroterapi öncesinde var olan semptomları, üroterapi sonrasında anlamlı derecede düşük bulunmuştur (p<0.05). İstatistiksel olarak anlamlı olmazsa da İD’lu hastaların üroterapi öncesinde var olan ek hastalıkları üroterapi sonrasında belirgin derecede daha düşük bulundu. Üroterapi öncesi ve sonrası işeme şekilleri arasında istatistiksel olarak anlamlı düzeyde fark saptandı (p<0.05); üroterapi sonrasında işeme şeklinde belirgin düzelme saptandı. Bunun yanında, üroterapi öncesi ve sonrası işeme süresi ve idrar akım hızı arasında anlamlı fark saptanmadı (p>0.05). Her ne kadar üroterapi öncesi ve sonrası rezidüel idrar miktarları arasında istatistiksel fark saptanmadıysa da üroterapi sonrasında rezidüel idrar miktarı belirgin oranda azaldı.

Sonuçlar: İşeme disfonksiyonlu 8-12 yaş arası çocuklarda üroterapi uygulaması klinik semptomlarda, eşlik eden ek patolojilerde, işeme şeklinde ve rezidüel idrar miktarında belirgin düzelme sağlamaktadır. Rezidüel idrar miktarını saptamada, 6 yaşında küçük çocuklarda mesane kapasitesinin %10’undan fazla, 6 yaş ve daha büyük çocuklarda ise 20ml’den fazla rezidü mitarının patolojik kabul edilmesi daha uygun olur.  

Close