Poster With Presentation - 6
URETHREAL PROLAPSUS IN TWIN SIBLINGS
N Arslan, G Karagüzel, S Demirezen, C Boneval, M Melikoğlu
Akdeniz University School of Medicine Department of Pediatric Surgery, Antalya
Introduction/Aim: Urethral prolapsus is typically a self limited condition and rarely requires surgical intervention. Herein, we aimed to discuss clinical approach in cases of urethral prolapsus in twin siblings appearing matasynchroneously.
Case 1: A 7 year old girl presented with swelling in vulva, hemorrhagic and malodorous vaginal drainage. On physical examination, a doughnut like mass lesion at external urethral meatus was detected showing edema, hyperemia, strangulation (partial, superficial). Vaginal opening was intact and the patient was able to micturate spontaneously. Pelvic ultrasound showed no abnormality. Based on the diagnosis of complete urethral prolapsus, conservative management was initiated (perineal hygiene, laxative, anti-inflammatory medication). Patient’s complaints somewhat improved but because of ongoing malodorous drainage, the patient underwent vaginoscopy and cytoscopy. There was no foreign body and bladder neck was competant. Conservatif management was continued with urethral catheterization (5days) and adding topical estrogen for the next period of 1 month. Six months after the diagnosis, the patient was doing well except an asymptomatic perimeatal mucosal prominence.
Case 2: One and half months after case 1, case 2 was presented with similar complaints. Physical examination showed perimeatal edema, prominence and hyperemia without strangulation. There was no voiding difficulty and vaginal abnormality. Similar conservative approach (topical estrogen, laksative, perineal hygiene, antiimflammatory drug) was initiated with clinical diagnosis of urethral prolapsus. Patint’s complaints gradually reselvod within 15 days and she was completely improved three months after the diagnosis.
Conclusion: Although conservative management sometimes lasts longer in childhood urethral prolapsus, it is a reasonable approach in uncomplicated cases. While endoscopic evaluation may be required in certain situations, surgical intervention may be indicated in cases of resistant to conservative management.
İKİZ KARDEŞLERDE ÜRETRAL PROLAPSUS
N Arslan, G Karagüzel, S Demirezen, C Boneval, M Melikoğlu
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı, Antalya
Ön bilgi/Amaç: Üretral prolapsus tipik olarak kendi kendini sınırlayan bir durum olup nadiren cerrahi girişim gerektirir. Burada, ikiz kardeşlerde farklı zamanlarda ortaya çıkan üretral prolapsus olgularına uygulanan klinik yaklaşımın tartışılması amaçlanmıştır.
Olgu1: 7 Yaşındaki kız hasta genital bölgede şişlik ve kanlı/kötü kokulu vajinal akıntı yakınmasıyla hastanemize başvurdu. Spontan miksiyon yapabilen hastanın fizik incelemesinde dış üretral orifis bölgesinde ödem, dolaşım bozukluğu (parsiyel ve yüzeyel) olan "doughnut" benzeri lezyon saptandı. Vajinal orifis ayrı olarak görüldü. Pelvik ultrasonografi normal bulundu. Komplet üretral prolapsus tanısı konularak konservatif yaklaşım uygulandı (perine bakımı, antiinflamatuvar, laksatif). Yakınmaları hafifleyen, ancak kötü kokulu akıntısı devam eden olguya vajinoskopi ve sistoskopi yapıldı. Yabancı cisim görülmedi, mesane boynu kompetan olarak saptandı. Üretral sonda yerleştirildi ve östrojenli krem verilerek konservatif tedaviye 1 ay devam edildi. Altı ay sonraki kontrolde, yakınmaya yol açmayan hafif bir periüretral mukoza çıkıntısı dışında anormallik saptanmadı.
Olgu 2: Kardeşinden 1,5 ay sonra, benzer yakınmalarla başvurdu. Fizik incelemede dış üretral orifis bölgesinde dolaşım bozukluğu olmaksızın ödem ve mukozal çıkıntı saptandı. İşeme güçlüğü ve vajinal anomali saptanmayan olguya komplet üretral prolapsus tanısı konularak konservatif tedavi uygulandı (östrojenli krem, perine bakımı, antiinflamatuar, laksatif). Hastanın yakınmaları 15 günde gittikçe hafifledi ve üç ay sonraki kontrolde tamamen iyileşti.
Sonuç: Çocukluk çağındaki üretral prolapsusların konservatif tedavisi bazen uzun sürse de, komplike olmamış olgularda iyi bir seçenektir. Bu olgularda endoskopik değerlendirme gerekebileceği gibi, konservatif yaklaşımın başarısız kaldığı olgularda cerrahi onarım da gerekebilir.