PEDURO 2014 V. National Pediatric Urology Congress

View Abstract

Oral Presentation - 1

OUR EXPERIENCES OF BLADER NECK INJECTION IN URINARY INCONTINANCE

PURPOSE:

In pediatric patients incontinance  caused by bladder neck and sphincter insufficiency is still a solution waiting problem. Bladder neck injections by endoscopic way that has the aim to supply enough output resistance, is the minimal invasive procedure that can be applied.

In this study we researched the results of bladder neck injections for urinary incontinance and we tried to find out the facts that are effective on the success of the injection.

METHODS:

We researched  retrospectively the datas of patients that bladder neck injection applied between 2006-2014 in our clinic. We documented injection age, sex, application material and volume, number of points of injection and primary patology. Continance for 3 hours and more accepted to be succesful. In this study we used SPSS 20 packet programme. Statistical analysis were done with Mann Whitney U test, Kruskal Wallis H test, Fisher’s Exact test,  Freeman Halton tests. P<0,05 accepted to be statisticaly significant.

RESULTS:

Totally 45 injections were performed 30 children. 34 were boys and 11 were girls. Success rate in boys and girls was %44(15/34) and %36(4/11), respectively. It’s found that sex doesn’t have statisticaly significant effect on success(p:0,73). Mean age was 8 (4-21)years. It was stasiticaly significant that age and success was proportional.(p:0,02). Five different commercial materials were used for injection. It’s found that using different materials for injection has no statistically meaningful effect on success. The mean volume of material used for bladder neck injections was 2,9 cc (1-5cc). Volume used for injection was also found not to have a statistically meaningful effect on success. Injection was applied 2- 5 points. It’s found that, as the number of injection points increase, the success rate of the procedure increased, but there was no statistically significant difference. Success rate after first injection was % 37,9. Second, third and fourth injections were applied to 10,4 and 2 children respectively.  After all procedures, success rate increased %42,2.

Primary diagnosis were neurogenic bladder due to MMS or sacrococsigeal teratoma, PUV, ARM, various urethral pathologies (hypospadias, epispadias), bladder exstrophy.

 The only complication was difficulty in catheterization in 2 patients.

CONCLUSİON:

In this study; sex, volume and type of injection material; number of injection points and the primary pathology were reviewed and there was no statistically significant effect on success We believe that, for the patients with incontinance due to low bladder neck resistance, bladder neck injection can be preferred to provide continance because it’s a minimal invasive procedure, with low hospitalisation and low complication rate.

ÜRİNER İNKONTİNANSTA MESANE BOYNU ENJEKSİYONU DENEYİMLERİMİZ

AMAÇ: Pediatrik yaş grubunda mesane boynu ve sfinkter yetersizliğinden kaynaklanan inkontinans halen çözüm bekleyen bir sorundur. Mesane boynuna yapılacak enjeksiyonlar ile yeterli çıkış rezistansı sağlanmasını amaçlayan endoskopik yolla mesane boynu enjeksiyon yöntemi, üriner inkontinanslı hastalarda uygulanılabilecek en minimal invaziv girişimdir.

Bu çalışmada kliniğimizde mesane boynu enjeksiyonu uygulanan üriner inkontinanslı hastalar ve enjeksiyon başarısı üzerine etkili faktörler incelendi.

METOD: 2006-2014 yılları arasında kliniğimizde mesane boynu enjeksiyonu uygulanan hastaların verileri retrospektif olarak incelendi. Hastalar enjeksiyon yaşı, cinsiyet, uyulanan madde ve  miktarı, enjeksiyon yapılan nokta sayısı, primer patoloji açısından tarandı. 3 saatin üstünde kontinans sağlanması başarı olarak kabul edildi.  Çalışmada SPSS 20 paket programı kullanıldı. Mann Whitney U testi, Kruskal Wallis H testi, Fisher’s exact testi, Freeman Halton testleri ile analizler yapıldı. P< 0.05 değeri anlamlı kabul edildi.

BULGULAR: 30 hastaya toplam 45 enjeksiyon yapıldı.  34’ü erkek, 11’i kız idi. 34 erkek hastadan 15’inde(%44), 11 kız hastanın 4’ünde(%36) başarı sağlandı. Cinsiyetin başarı üzerine anlamlı etkisi olmadığı görüldü (p:0.73).   Ortalama yaş 8 yıl idi( 4-21). Başarılı olan hastaların yaş ortalaması 9 yıl (7-21), başarısız olan hastaların yaş ortalaması 8 yıl idi (4-20). Yaş arttıkça başarının arttığı istatiksel olarak anlamlı bulundu (p:0.02). Enjeksiyon için 5 farklı ticari madde kullanılmıştı. Farklı madde kullanımlarının başarıya etkisi olmadığı görüldü(p>0,05). Kullanılan materyal miktarı ortalama 2.9 cc (1-5cc) idi.  Uygulanan madde miktarının da başarıya etkisi olmadığı görüldü(p>0,05).  Hastalara 2-5 noktadan enjeksiyon yapıldı. Enjeksiyon yapılan nokta sayısı arttıkça başarının arttığı görülürken, istatistiksel olarak anlamlı fark yoktu. İlk işlem sonrası başarı yüzdesi %37.9 iken 10 hastaya 2. enjeksiyon, 4 hastaya 3. enjeksiyon ve 2 hastaya 4. enjeksiyon uygulandı. Tüm işlemler sonrası başarı oranı % 42.2’ye çıktığı görüldü.

Primer tanılar; MMS veya SKT’ye bağlı nörojen mesane, PUV, ARM, Çeşitli üretral patolojiler(hipospadias, epispadias), ekstrofi vesika idi.

2 hastada TAK yapma zorluğu hariç komplikasyon görülmedi.

SONUÇ: Bu çalışmada mesane boynu enjeksiyonun başarısına; cinsiyet, enjeksiyon materyalinin miktarı veya çeşidi, kaç noktaya enjeksiyon yapıldığı, primer patolojinin istatiksel olarak anlamlı etkisi olmadığı görülmektedir. Mesane boynu yetmezliğine bağlı inkontinans görülen hastalarda minimal invaziv bir girişim olması, hastanede kalma süresinin kısa, komplikasyon oranının düşük olması nedeniyle kontinans sağlamaya yönelik tercih edilebilecek bir yöntemdir.

Close