Poster - 14
URETEROPELVIC JUNCTION OBSTRUCTION SECONDARY TO VESICOURETERAL REFLUX
Purpose:Approximately 9% to 14% of patients with ureteropelvic junction obstruction(UPJO) have vesicoureteral reflux(VUR). This coexistence could be three categories; primary UPJO and incidental low grade VUR, secondary UPJO from high grade VUR and pseudo UPJO secondary to VUR. The aim of this study was to describe clinical features of the patients with UPJO secondary to VUR.
Methods:The clinical records of the patients who had undergone surgery between January 2008 and January 2015 for UPJO secondary to VUR were analysed retrospectively. Demographic, clinical, diagnostic, operative findings and outcomes of these patients were analysed.
Results:In this period, five patients(4 male, 1 female) were operated for UPJO secondary to VUR. Four patients presented with antenatally detected hydronephrosis. In the other patient, who presented with recurrent urinary infection, hydronephrosis was detected incidentally. Urinary ultrasonography, voiding cystourethrography, static renal DMSA scintigraphy, and dynamic renal MAG3 scintigraphy were done in all patients. All patients had high grade VUR in the ipsilateral site. Antibiotic prophylaxis was started. Initially, all patients were treated conservatively. Surgical indications for UPJO were worsening of the hydronephrosis, thinning of the parenchyma and decreased renal function. Mean preoperative anterior-posterior pelvic diameter and parenchymal thickness were 35.2±14.8mm and 4.9±1.5mm, respectively. Mean preoperative differential renal function on dynamic renal scintigraphy of the affected five renal unites was 38±8%. Five(2 right, 3 left) dismembered pyeloplasties were performed on mean operation age of 26.6±17.6(range 8-53 months). Mean time of the follow-up period after operation was 28 months. Postoperative drainage was normal on dynamic renal scintigraphy in all patients.
Conclusion:Patients with VUR have already ipsilateral hydronephrosis but it must be kept in mind that in the patients with high grade VUR ureteropelvic junction may become obstructing. Adequate uroradiologic evaluation with careful attention to this possibility in patients with VUR will help to early diagnosis of secondary UPJO.
VEZİKOÜRETERAL REFLÜYE BAĞLI GELİŞEN ÜRETEROPELVİK BİLEŞKE DARLIĞI
Amaç: Üreteropelvik bileşke darlığı (UPD) olan hastaların yaklaşık %9’u ile %14’ünde beraberinde vezikoüreteral reflü (VUR) vardır. Bu birliktelik üç şekilde olabilir; primer UPD ve düşük dereceli VUR, VUR’a bağlı gelişen sekonder UPD ve VUR’a bağlı olarak görülen psödo UPD’dır. Bu çalışmanın amacı, vezikoüreteral reflüye bağlı gelişen üreteropelvik bileşke darlığı olan hastaların klinik özelliklerini ortaya koymaktır.
Yöntem: Kliniğimizde Ocak 2008 ile Ocak 2015 tarihleri arasında VUR’a bağlı gelişen sekonder UPD nedeniyle opere edilen hastaların kayıtları geriye dönük olarak incelendi. Bu hastaların demografik, klinik, tanısal, operatif bulguları ve sonuçları analiz edildi.
Bulgular: Kliniğimizde bu dönemde 5 hasta (4 erkek, 1 kız) VUR’a bağlı olarak gelişen UPD nedeniyle opere oldu. Dört hastaya antenatal dönemde hidronefroz tanısı konmuştu. Bir hastada hidronefroz hasta 4 yaşında iken, tekrarlayan üriner sistem enfeksiyonu neticesinde saptandı. Tüm hastalara üriner sistem ultrasonografisi, voiding sistoüretrogram, DMSA statik böbrek sintigrafisi ve MAG3 dinamik böbrek sintigrafisi tetkikleri yapıldı. Tüm hastalarda ipsilateral tarafta yüksek dereceli VUR vardı. Başlangıçta tüm hastalara konservatif tedavi planlanarak antibiyotik profilaksisi başlandı ve hastalar izleme alındı. UPD için cerrahi endikasyonlar hidronefrozda artış, parankimde incelme ve böbrek fonksiyonunda azalma idi. Operasyon öncesi ortalama pelvis ön-arka çapı 35.2±14.8 mm ve ortalama parankim kalınlığı 4.9±1.5 mm idi. Hastaların operasyon öncesi diferansiye böbrek fonksiyonu ortalaması %38±8 idi. Beş hastada dismembered piyeloplasti (2 sağ, 3 sol) sorunsuz bir şekilde ortalama 26.6±17.6 ayda (8-53 ay) yapıldı. Ameliyat sonrası ortalama takip süresi 28 aydı. Ameliyat sonrası yapılan dinamik böbrek sintigrafilerinde tüm renal ünitelerde drenajın düzeldiği görüldü.
Sonuç: VUR olan hastalarda ipsilateral hidronefroz hâlihazırda görülebilir, fakat yüksek dereceli VUR olan hastalarda üreteropelvik bileşkenin obstrüktif hale gelebileceği akılda tutulmalıdır. Bu olasılığa dikkat edilerek yapılacak uygun bir üroradyolojik değerlendirme VUR’a bağlı oluşan UPD’nın erken tanısına yardımcı olacaktır.