PEDURO 2018 9. National Pediatric Urology Congress

View Abstract

Oral Presentation Short - 47

Could bladder outflow obstruction be classified as a subgroup of lower urinary system dysfunction?

Hİ Tanrıverdi*, P Ertan**, FB Şimşek*, C Taneli*
*Manisa Celal Bayar University, Faculty of Medicine, Department of Pediatric Surgery, Division of Pediatric Urology Manisa, Turkey
**Manisa Celal Bayar University, Faculty of Medicine, Department of Pediatrics, Division of Pediatric Nephrology

Introduction: The diagnosis of lower urinary tract dysfunctions in children is mainly based on the subjective symptoms. It is therefore important to translate the clinical symptoms into a structured LUT terminology. Bladder outlet obstruction is one of the day time LUT conditions defined by the ICCS standardization committee. 

Method: Eighteen patients who presented with lower urinary tract symptoms and diagnosed as bladder outlet obstruction were retrospectively evaluated. The history, neurological examination, frequency volume chart and lower urinary tract symptom scale, urine analysis, ultrasonography, residual urine measurements and noninvasive uroflowmetry/emg, were performed to all patients.

Results: Two consecutive uroflowmetry/emg analyses were performed to all 18 cases.  Cystoscopy was performed to confirm the diagnosis of secondary bladder outflow obstruction in 12 patients who demonstrated plateau or depressed uroflow and quiet pelvic floor emg. Two patients were diagnosed as type III posterior urethral valve (PUV),  5 patients as type I PUV  and 5 cases as incomplete PUV (flap valve) with cystoscopy. Dysfunctional voiding was diagnosed in 6 patients with staccatto uroflow and increased pelvic floor activity. Late phase cystoscopy was performed to the 3 cases with dysfunctional voiding refractory to treatment and urethral stricture (Lyon’s ring) was demonstrated in a girl  patient and incomplete PUV was demonstrated in 2 boys. Dysfunctional voiding is a functional bladder outlet obstruction. Uroflowmetry will not be able to differentiate the dysfunctional voiding condition from real bladder outlet obstruction. Cystoscopy can reveal the exact source of obstruction.

Conclusion: From our point of view, we could reserve the term bladder outlet obstruction to an anatomical subvesical obstruction. Symptoms due to anatomical anomalies should not be classified in the group of non-neurogenic lower urinary system dysfunctions. Patients with functional and anatomical bladder outlet obstruction demonstrate similar symptoms and may not be able to be diagnosed with noninvasive tests.

Mesane çıkış obstrüksiyonu alt üriner sistem disfonksiyonu grubu olarak sınıflandırılabilir mi?

Hİ Tanrıverdi*, P Ertan**, FB Şimşek*, C Taneli*
*Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı, Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı
**Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Çocuk Nefrolojisi Bilim Dalı

Giriş: Alt üriner sistem disfonksiyonlarının  tanısı genellikle subjektif semptomlara göre konulmaktadır. Hastaların subjektif semptomlarının yapılandırılmış alt üriner sistem terminolojisine uygun şekilde sınıflandırılması önemlidir. Mesane çıkış obstrüksiyonu ICCS standardizasyon komitesi tarafından gündüz alt üriner sistem disfonksiyonları içinde bir alt gurup olarak tanımlanmıştır. 

Yöntem: Alt üriner sistem semptomları ile başvuran ve mesane çıkış obstrüksiyonu tanısı alan 18 olgu retrospektif olarak incelenmiştir. Olguların tümüne anamnez, tam nörojenik muayene yapılmış, işeme hacim çizelgesi, alt üriner sistem semptom skoru, tam idrar tahlili, üriner sistem  ultrasonografisi ve rezidü idrar kontrolü ayrıca non invaziv  üroflowmetri/emg tetkiki uygulanmıştır.

Bulgular: Mesane çıkış obstrüksiyonu tanısı konulan toplam 18 olguya ardışık iki kez üroflovmetri/emg yapılmıştır. Plato veya deprese işeme eğrisi ve sesiz emg saptanan ve  mesane çıkış obstrüksiyonu düşünülen 12 olguya tanıyı kesinleştirmek için sistoskopi uygulanmıştır. Sistoskopide 2 olguda tip III PUV,  5 olguda tip I PUV ve 5 olguda tam olmayan PUV (fleb valv) tanısı konulmuştur. Üroflovmetri/emg’de dalgalı (staccatto) işeme eğrisi ve artmış pelvik taban aktivitesi saptanan 6 olguya disfonksiyonel işeme tanısı konulmuştur. Bu olgulardan tedavide düzelme sağlanamayan 3 olguda geç dönemde yapılan sistoskopide 1 kız olguda üretrada darlık (Lyon’s halkası), 2 erkek olguda tam olmayan  fleb valv ortaya çıkarılmıştır. Disfonksiyonal işeme fonksiyonel bir mesane çıkış obstrüksiyonudur. Üroflovmetri/emg testi fonksiyonel mesane çıkış obstrüksiyonları ile anatomik mesane çıkışı obstrüksiyonlarını ayırt etmede yetersiz kalabilir. Sistoskopi ile altta yatan anatomik neden açığa çıkartılabilir. 

Sonuç: Bize göre, mesane çıkış obstrüksiyonu terimi subvezikal anatomik obstrüksiyonlar için kullanılmalıdır. Anatomik anomali nedeniyle oluşan semptomlar non nörojenik alt üriner sistem disfonksiyonları gurubunda sınıflandırılmamalıdır. Fonksiyonel ve anatomik mesane çıkış obstrüksiyonlu  hastalar benzer semptomlar gösterirler ve  invaziv olmayan testlerle tanı konulması mümkün olmayabilir.

Close