PEDURO 2021 11. National Pediatric Urology Congress

View Abstract

Poster - 13

Atypical Presentation, Atypical Diagnosis: Bifid Pelvis and Lower Pole Infundibulopelvic Obstruction

S Tiryaki*, A Karagözoğlu*, D Gökaslan**
*Gaziantep Cengiz Gokcek Maternity and Children's Hospital
**Gaziantep Ersin Arslan State Hospital

Introduction

Atypical anomalies of the renal pelvis and the collecting system are often mentioned as challenges for stone surgery in the literature. We present a case with bifid pelvis and lower pole infundibulopelvic obstruction who admitted with gross hematuria following flank pain.

Case

Eight-years-old boy was evaluated for grade 3 hydronephrosis detected after flank pain. DTPA revealed no significant function loss and partial obstructive excretion pattern so follow-up was planned. He admitted again for gross hematuria in the following month, sonography was similar, and tomography confirmed absence of urolithiasis. Hydronephrosis was prominent in the lower pole. DTPA was reevaluated retrospectively, pharmaceutical stasis was in the lower part. Lower pole had an obstructive, whereas upper pole normal excretion pattern after diuretic administration. Cystoscopy was performed with a presumption of a duplex system but there was a single ureteral orifice on the right side. Retrograde pyelography from this single orifice revealed bifid pelvis with a long normal infundibulum and normal calices in the upper pole while a horizontal narrow infundibulum to the lower pole with dilated calices. Surgical exploration revealed lower pole infundibulum was buried to the parenchyma hindering a proper anastomosis so a V-shape anastomosis with upper pole infundibulum, dilated lower pole calix and renal pelvis was performed. The patient had an uneventful postoperative follow-up and hydronephrosis regressed significantly in the third month control.

Conclusion

Congenital urinary anomalies appear in numerous variations. Considering rare variations and revealing the anatomy preoperatively contribute to the surgical success especially in the presence of atypical findings.

Atipik Başvuru Atipik Tanı: Bifid Pelvis ve Alt Polde Infundibulopelvik Darlık

S Tiryaki*, A Karagözoğlu*, D Gökaslan**
*Gaziantep Cengiz Gökcek Kadin Dogum ve Çocuk Hastaliklari Hastanesi
**Gaziantep Ersin Arslan Eğitim-Araştırma Hastanesi

Giriş

Böbrek toplayıcı sisteminin atipik anomalileri literatürde taş cerrahisini zorlaştırıcı etken olarak yer bulmaktadır. Yan ağrısını takiben hematüriyle hastanemize başvuran ve ileri inceleme ile tanı konulan bir bifid pelvis ve alt polde infundibulopelvik darlık olgusunu sunuyoruz.

Olgu Sunumu

Sekiz yaşında erkek hasta yan ağrısı sebebiyle başvurusunda saptanan hidronefroz sebebiyle üreteropelvik bileşke darlığı ön tanısıyla değerlendirilmiş, yapılan DTPAda belirgin fonksiyon kaybı görülmemesi ve kısmi obstrüksiyonla uyumlu olarak rapor edilmesi üzerine takibe alınmıştı. Hasta takip eden ay içinde masif hematüriyle başvurdu, ultrasonografi bulgularının benzer olması üzerine tomografi çekildi, taş saptanmadı ancak hidronefrozun alt polde belirgin olduğu gözlendi. DTPA görüntüleri bu bilgiler ışığında geriye dönük tekrar incelendiğinde radyofarmasötik stazının diüretik uygulanmasına rağmen alt kesimde sebat ettiği, obstruktif eksresyon paterni gösterdiği, üst kesimin ise normal eksresyon fonksiyonu olduğu görüldü. Çift toplayıcı sistemle uyumlu olduğu düşünüldü. Sistoskopide tek ve normal görünümde orifis saptandı. Kateterize edilerek çekilen retrograd pyelografide bifid pelvis, üst pole giden uzun bir infundibulum ve normal kaliksler, alt polde ise dar horizontal bir infundibulum ile dilate kaliksler ile uyumlu görünüm saptandı. Yapılan eksplorasyonda alt pole ait infundibulumun renal parankime gömülü olduğunun görülmesi ve düzgün bir anastomoz yapılamayacağının düşünülmesi üzerine infundibulum transeke edilip bağlanarak dilate majör kaliks, üst pol infundibulumu ve renal penal pelvis V şeklinde anastomoze edildi. Postoperatif dönemde hastanın şikayetleri kayboldu ve postoperatif üçüncü ay kontrolünde alt polde yalnız birinci derece hidronefroz saptandı.

Sonuç

Konjenital üriner anomaliler çok farklı şekillerde karşımıza çıkmaktadır. Özellikle atipik bulguların varlığında nadir olasılıkları da düşünmek ve anatomiyi net ortaya koymak cerrahi başarıya katkıda bulunmaktadır.

Close