PEDURO 2021 11. National Pediatric Urology Congress

View Abstract

Poster - 16

long-term results of follow up and treatment of ureterocele cases; single center experience

S Bayram*, B Aydoğdu**, MH Okur**, E Basuguy**, S Arslan**, A Önen***
*Government Hospital of Artvin, Clinic of Pediatric Surgery
**Dicle University Medical Faculty Department of Pediatric Surgery
***Dicle University Medical Faculty Department of Pediatric Surgery Section of Pediatric Urology, Diyarbakır

Aim: We aimed to investigate the long-term results of patients treated for ureterocele in our clinic.

Materials and methods: The records of 52 patients who were followed-up and treated between 2009-2017 were analysed retrospectively. Children’s age, gender, complain or symptom admitted, diagnostic test, time of diagnosis, localization of ureterocele, standing on double or single system, coexistence of VUR and treatment techniques were investigated.

Results: Twenty nine of the patients were female and 23 of them were male. The ureterocele was on duplicated collecting system in 27 patients, single in 21 and bilateral in 4 patients. Of the ureteroceles 33 were intravesical and 19 were ectopic. In 12 patients antenatally and in the first 6 months of age 26 patients were diagnosed. USG was the most used test for diagnosis. However, 4 patients were diagnosed by VSUG, 2 patients by IVU and 6 patients by cystoscopic examination. Patients with no symptom at the time of admission were mostly diagnosed in the antenatal period. The most common symptom was UTI with 38,4% and the other frequent complaint was urinary incontinence. One patient was treated conservatively while all the other patients underwent ureterocele decompression. Mainly Bugbee electrode and laser endoscopic decompression were performed. After the first intervention, grade-3 and higher grade of VUR was found in 21 patients. A secondary surgery required for 25 patients while 26 patients did not need further surgical intervention. Of patients undergone surgery 11 were treated with uretheroneocystostomy, 4 with subureteric injection, 7 with partial nephrectomy and 3 with total nephrectomy. A tertiary surgery required only in 2 patients. VUR, UTI and renal scarring was statistically significant in those with duplicated system. During the follow-up, renal scarring was found in 33 patients.

Conclusion: Ureterocele remains to be a serious problem for patients, parents and physicians with high rates of UTI , VUR and severe renal scarring risk. Most of the patients admits with UTI. Endoscopic decompression procedures are usually used for treatment. Early diagnosis and treatment may reduce UTI and renal scar development. Selected patients can be observed conservatively, but it should be kept in mind that surgical intervention will be necessary if their clinical condition worsen.

üreterosel olgularında uzun dönem takip ve tedavi sonuçlarımız; tek merkez deneyimi

S Bayram*, B Aydoğdu**, MH Okur**, E Basuguy**, S Arslan**, A Önen***
*Artvin Devlet Hastanesi Çocuk Çerrahisi Kliniği
**Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi AD
***Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerahisi AD Çocuk Ürolojisi BD, Diyarbakır

Amaç: Kliniğimizde üreterosel nedeni ile takip edilen hastaların uzun dönem takip ve tedavi sonuçlarını incelemeyi amaçladık.

Gereç ve yöntem: 2009-2017 yılları arasında kliniğimiz de üreterosel tanılı 52 hastanın dosyaları geriye dönük olarak incelendi. Hastalar yaş, cinsiyet, geliş yakınması veya semptomu, tanı aracı, tanı konma zamanı, üreteroselin yerleşim yeri, çift veya tek toplayıcı sistem üzerinde bulunması, eşlik eden VUR ve tedavi yöntemleri açısından incelendi.

Bulgular: Hastaların 29’u kız 23’ü erkek idi. Üreterosel 27 hastada çift, 21 hastada tek toplayıcı sistem üzerinde olup 4 tanesinde bilateral idi. Üreterosellerin 33’ü intravezikal ve 19’u ektopik yerleşimli idi. Üreterosel tanısı 12 hastaya antenatal dönemde ve 26 hastaya ilk 6 ayda konuldu. Tanıda en çok USG’den yararlanıldı. Bununla birlikte İSUG, İVU ve sistoskopik inceleme ile kesin tanıları konuldu. Yakınması olmayanların çoğunun antenatal dönemde tanı aldığı görüldü. En sık başvuru semptomu %38,4 ile ÜSİ olup, idrar kaçırma/damlatma diğer sık yakınma idi. Konservatif olarak takip edilen bir hasta dışında diğer hastalara üreterosel dekompresyonu yapıldı. Hastalara en çok Bugbee elektrodu veya lazer ile endoskopik dekompresyon yapıldı. İlk girişim sonrası 21 hastada grade-3 ve üzerinde VUR saptandı. Yirmi altı hastaya ilk girişim dışında ek cerrahi müdahale ihtiyacı olmadı. Yirmi beş hastaya ise ikincil cerrahi işlem yapıldı. Bunların 11 tanesine üreteroneosistostomi, 4 tanesine subüreterik injeksiyon, 7 tanesine parsiyel nefrektomi ve 3 tanesine total nefrektomi yapıldı. Sadece 2 hastaya üçüncül cerrahi gerekti. Üreteroselin çift toplayıcı sistem üzerinde bulunduğu hastalarda istatistiksel olarak anlamlı derecede daha fazla VUR, ÜSİ ve renal skar geliştiği görüldü. Takipleri süresince 33 hastada renal skar tespit edildi.

Sonuç: Üreterosel yüksek orandaki ÜSİ ve VUR birlikteliği ve ciddi renal hasar riski nedeni ile hasta, aileler ve hekimler için ciddi bir problemdir. Hastalar en çok ÜSİ nedeni ile başvurmaktadırlar. Tedavide en çok endoskopik dekompresyon teknikleri kullanılmaktadır. Erken tanı ve tedavi ile ÜSİ ve renal skar gelişimi azaltılabilir. Uygun hastalar konservatif olarak izlenebilir ancak klinik durumlarında kötüleşme olduğunda cerrahi girişim gerekeceği akılda tutulmalıdır.

Close