EN
TÜRKÇE
Oral Presentation - 17
UROFLOWMETRI AND TWO CHANNEL EMG (PERINEAL AND ABDOMINAL) CAN PROVIDE ADDITIONAL USEFUL INFORMATION
F Beci*, N Kavak Çelik**, E Arslan*, C Taneli*, B Usta*
*Manisa Celal Bayar University, Faculty of Medicine, Department of Pediatric Surgery, Division of Pediatric Urology Manisa, Turkey
**Manisa Celal Bayar University , Hospital of Medical Faculty, Department of Pediatric Surgery, Nursing Services
AIM
Uroflowmetry is frequently used in the diagnosis of lower urinary tract symptoms (LUTS). Uroflowmetry and simultaneous perineal electromyography are useful for diagnosis. Increased external urethral sphincter activity can be detected usually with surface EMG electrodes. The aim of our study is to determine the contribution of abdominal muscle activity assessed through a second EMG channel added to the uroflowmetry device in the differential diagnosis of LUTS.
MATERIAL and METHOD
Fifteen children who were referred to our tertiary center for the differential diagnosis of LUT dysfunctions were included in this prospective study. Itri-plus (AYMED ®) was used as a uroflowmeter device. In the first uroflowmeter, only perineal electrodes are placed around the anüs and grounded at the knee. In the second uroflowmeter, in addition to the perineal electrodes, the abdominal electrodes (on both rectus abdominis muscles) are grounded on the spina iliaca. Data regarding demographic, symptoms, urofowmetry test were recorded.Values displayed as median.
RESULTS
Five of the cases evaluated with abdominal EMG are 5 boys and 10 are girls. With the help of additional emg, pure dysfunctional voiding(DI) in 2 cases, DI + under active bladder in 12 cases, bladder outlet obstruction in 1 cases were diagnosed.It is also true to say that surface EMG electrodes in perineal position do not accurately reflect extarnal urethral sphincter activity, but at a practical level they represent a reasonable clinical tool. It is well known that children can correct distorted uroflowmetry curves by increasing intra-bladder pressure.Abdominal electrodes show the activity of all abdominal muscles and can distinguish all children voiding by contracting the abdominal muscles. ICCS includes all children who urinate by contracting their abdominal muscles in the diagnosis of underactive bladder. With the contribution of abdominal electrodes, differential diagnosis of underutilized bladder and underactive bladder could be made.
CONCLUSION
Uroflowmetry and two-channel emg can provide additional useful information in diagnosing lower urinary tract dysfunctions. The addition of surface EMG abdominal electrodes to the uroflowmetry facilitated the detection of bladder outflow obstructions, underactive blader and DV cases. In addition, despite the increased external sphincter activity, it was possible to distinguish between children who void similar to the bell curve instead of stacatto.
ÜROFLOVMETRİ VE İKİ KANALLI EMG (PERİNEAL VE ABDOMİNAL) YARARLI EK BİLGİLER SAĞLAR
F Beci*, N Kavak Çelik**, E Arslan*, C Taneli*, B Usta*
*Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı, Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı
**Manisa Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı, Hemşirelik Hizmetleri
AMAÇ
Alt üriner sistem semptomlarının (AÜSS) tanısında üroflovmetri sık kullanılan bir tanı aracıdır. Üroflovmetri ve eşzamanlı perineal elektromiyografisi(EMG) tanı doğruluğu için yararlıdır. Artmış eksternal üretral sfinkter aktivitesi, genellikle yüzey EMG elektrotları ile tespit edilebilir. Çalışmamızın amacı üroflowmetri cihazına eklenen ikinci bir EMG kanalı ile değerlendirilen abdominal kas aktivitesinin AÜSS larının ayırıcı tanısındaki katkısını araştırmaktır.
GEREÇ ve YÖNTEM
AÜSS ayırıcı tanısı için 3. basamak merkezimize refere edilen, işeme günlüğünde azalmış işeme sıklığı ve ultrasonografide rezidü idrar saptanan, nörolojik defisiti ve bilinen anatomik anomalisi olmayan 15 çocuk bu prospektif çalışmaya dahil edilmiştir. Üroflovmetri /EMG testi için Itri-plus(AYMED ®)cihazı kullanılmıştır. Birinci üroflovmetride yanlızca perineal elektrotlar (anüsün etrafında saat iki ve on pozisyonunda) yerleştirilip, dizden topraklama yapılmıştır. İkinci ve üçüncü üroflovmetride perineal elektrotlara ilave olarak abdominal yüzey elektrotlar (her iki rektus abdominis kasları üzerine) ikinci topraklama da spina iliaca üzerine yerleştirilmiştir. Üroflowmetri /çift kanallı EMG ile değerlendirilen çocukların demografik özellikleri, semptomları, üroflowmetri/EMG bulguları kaydedilmiştir. Değerler aksi belirtilmedikçe medyan olarak verilmiştir.
BULGULAR
Üroflovmetri ve iki kanallı EMG ile değerlendirilen olgulardan 5’i erkek, 10 ‘u kızdır. Yaş ortalamaları 8.9(5-12)yıldır. Üroflowmetri/iki kanallı EMG ile 2 olguda pür disfonksiyonel işeme(Dİ), 12 olguda DI ve az aktif mesane, 1 olguda mesane çıkış obstrüksiyonu saptanmıştır. Perineye yerleştirilen yüzey EMG elektrotlarının eksternal üretral sfinkter aktivitesini yansıtmadığını, tüm pelvik taban aktivitesinden etkilendiği bilinmektedir. Yine de pratikte artmış eksternal sfinkter aktivitesinin tanı aracı olarak kullanılmaktadır. Çocukların mesane içi basıncını artırarak üroflovmetri eğrilerini düzeltebildikleri iyi bilinmektedir. Mesane basıncı abdominal kasların kasılması ile artırılır. Abominal EMG elektrotları tüm karın kaslarının aktivitesini gösterir ve karın kaslarını kasarak işeyen tüm çocukların ayırt edilmesini sağlamaktadır. ICCS abdomen kaslarını kasarak işeyen tüm çocukları az aktif mesane tanımına dahil etmektedir. Abdominal elektrotların katkısıyla az kullanılan mesane ve az aktif mesanenin ayırıcı tanısı yapılabilmiştir.
SONUÇ
Alt üriner sistem disfonksiyonlarının ayırıcı tanısınında üroflovmetri ve iki kanallı emg (perineal ve abdominal) yararlı ek bilgiler edinilir. Üroflovmetriye abdominal yüzey EMG elektrotların ilavesi karın kaslarını kasarak işeyen mesane çıkışı obstrüksiyonları, az aktif mesane, az kullanılan mesane, DI + az aktif mesane olgularının saptanmasını sağlamıştır. Ayrıca artmış eksternal sfinkter aktivitesine rağmen stacatto işeme eğrisi yerine, çan eğrisine yakın işeyen Dİ olgularının ayırt edilmesi mümkün olmuştur.