Oral Presentation - 27
Outcomes of Kidney Transplant in Children With End Stage Renal Disease : A Retrospective Clinical Study
Aİ Dokucu*, A Ötünçtemur**, H Dursun***, D Yiğit*, D Gürel*, V Özen****, NN Özdilek*, MM Çolak*, A Durmuş*, E Kulaksız*, MA Sezgin**, MG Kadıoğlu Koçak*****
*University of Health Sciences Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu City Hospital Department of Pediatric Surgery and Urology
**University of Health Sciences Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu City Hospital Department of Urology
***University of Health Sciences Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu City Hospital Department of Pediatric Nephrology
****University of Health Sciences, Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu City Hospital ,Department of Anesthesiology, İstanbul
*****University of Health Sciences Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu City Hospital Department of Nephrology
Objevtive: The aim of this study is to retrospectively evaluate the outcomes of kidney transplantation in children at our clinic.
Methods: Children who had kidney transplantation surgery for end-stage renal disease (ESRD) between 2021 and 2024 were retrospectively reviewed. Patients' demographics, diagnoses, , pre- and post-operative immunosuppression protocols and complications were investigated.
Results: 20 children underwent kidney transplantation due to ESRD. Fourteen (70%) of the patients were male The average age of the patients was 10 (1-18) years. The average weight of the patients was 29.5 (7-60) kg. The primary diseases were focal segmental glomerulosclerosis (FSGS) in 2 , polycystic kidney disease in 4 , nephrotic syndrome in 2 , and congenital kidney and urinary tract abnormalities in 4 cases. Eight cases had chronic kidney disease of unknown origin. Live donor transplantation was performed in 18 (90%) of the patients. In the postoperative period, 1 patient was re-operated due to ureterovesical junction stricture and 1 patient was re-operated due to urinary leak from ureterovesical junction. Immunosuppression initiated with antithymocyte globulin and methylprednisolone preoperatively was continued postoperatively with deltacortyl, mycophenolate mofetil, and tacrolimus. Of the 20 transplanted kidneys, 17 are still functioning. Graft rejection developed in 1 patient with FSGS diagnosis, and 2 patients were lost in the postoperative period. The average follow-up period for the patients is 1.1 years (1 month - 3 years).
Conclusion: Tthe outcomes of kidney transplants have become more successful over the years. Graft survival rates in childrenf or 1, 5 and 10 years are %96, %85 and %67, respectively. In our study, the graft survival rate was 85%. The 2 patients were lost with functioning transplanted kidneys, and organ rejection was observed in 1 patient. Unfortunately, current legislation does not allow pediatric surgeons to perform transplantation, increasing number of successful pediatric kidney transplants will aid the change in legislation hopefully.
Son Dönem Böbrek Yetmezliği Olan Çocuklarda Böbrek Nakli Sonuçlarımızın İncelenmesi: Retrospketif Klinik Çalışma
Aİ Dokucu*, A Ötünçtemur**, H Dursun***, D Yiğit*, D Gürel*, V Özen****, NN Özdilek*, MM Çolak*, A Durmuş*, E Kulaksız*, MA Sezgin**, MG Kadıoğlu Koçak*****
*Sağlık Bilimleri Üniversitesi Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu Şehir Hastanesi Çocuk Cerrahisi ve Çocuk Ürolojisi Kliniği
**Sağlık Bilimleri Üniversitesi Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu Şehir Hastanesi Üroloji Kliniği
***Sağlık Bilimleri Üniversitesi Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu Şehir Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Çocuk Nefroloji Kliniği
****Sağlık Bilimleri Üniversitesi Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu Şehir Hastanesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Kliniği
*****Sağlık Bilimleri Üniversitesi Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu Şehir Hastanesi Nefroloji Kliniği
Amaç: Çalışmanın amacı kliniğimizde çocuk hastalara yapılan böbrek nakli sonuçlarının geriye dönük incelenmesidir.
Yöntem: 2021 – 2024 yılları arasında son dönem böbrek yetmezliği (SDBY) olan çocuklarda gerçekleştirilmiş olan böbrek nakli ameliyatları sonucu geriye dönük incelendi. Hastaların tanıları, demografik verileri, ameliyat öncesi ve sonrası uygulanan immünsüpresyon protokolleri ve gelişen komplikasyonlar araştırıldı.
Bulgular: Toplam 20 çocuk hastaya SDBY nedeniyle böbrek nakli yapıldı. Hastaların 14’ü (%70) erkek 6’sı (%30) kızdı. Hastaların ameliyat anındaki yaş ortalaması 10 (1-18) yaştı. Hastaların ameliyat anındaki ortalama kilosu 29.5 (7-60) kg. idi. Hastaların primer böbrek yetmezliği nedenleri; 2 olguda fokal segmental glomeruloskleroz (FSGS), 4 olguda polikistik böbrek hastalığı, 2 olguda nefrotik sendrom, 4 olguda konjenital böbrek ve üriner kanal anomalisi idi. Sekiz olgunun primeri belli olmayan kronik böbrek yetmezliği tanısı vardı. Hastaların 18 ‘ine (%90) canlıdan 2’sine (%10) ise kadaverik nakil gerçekleştirildi. Ameliyat sonrası dönemde 1 hasta üreterovezikal bileşke darlığı nedeniyle , 1 hasta ise üreterovezikal bileşkeden kaçak nedeniyle tekrar opere edildi. Antitimosit globulin ve metil prednizolon ile ameliyat öncesi başlanan immünsüpresyon ameliyat sonrası deltakortil , mikofenolat mofetil ve takrolimus ile devam etti. Nakledilen 20 böbreğin 17’si halen sorunsuz çalışmaktadır. FSGS tanısı olan 1 olguda organ reddi gelişmiş olup 2 olgu postoperatif dönemde kayıp edilmiştir. Hastaların ortalama takip süreleri 1,1 yıldır ( 1ay – 3 yıl).
Sonuç: Tıp alanındaki gelişmeler sayesinde yıllar içerisinde böbrek nakillerindeki sonuçlarda daha başarılı hale gelmiştir. Çocuklarda greft sağkalımları 1, 5 ve 10 yıllık sürelerle değerlendirildiğinde canlıdan yapılan nakillerde sırası ile ortalama %96, %85 ve %67 dir. Çalışmamızda greft sağkalım oranı %85 görülmektedir. Kaybedilen 2 hasta çalışan nakil böbrekleri ile kaybedilmiş olup 1 hastada ise organ reddi olduğu görülmüştür. Güncel mevzuat maalesef çocuk cerrahlarının nakil yapmasına izin vermemektedir. Artan sayıda yapılacak başarılı çocuk böbrek nakilleri ile mevzuatın değişmesi yönünde çocuk cerrahlarının lehine adımlar atılacağını düşünmekteyiz.