Case Report - 18
RENAL ARTERY OCCLUSION AFTER TRAUMA: TREATMENT OF 2 CASES
F Özcan Sıkı, M Sarıkaya, M Gündüz, T Sekmenli, G Kaygısız Bayındır, İ Çiftçi
Selcuk University Faculty of Medicine, Department of Pediatric Surgery
Introdunce: Renal artery occlusion after blunt trauma is a very rare condition.We present two cases.
Case 1:The Glasgow coma scale of the patient was 13, who was brought to the emergency room at the age of six after falling from a heigh.Computed tomography(CT) showed that there was no contrast passage in the right renal artery and kidney.Traumatic renal artery occlusion was considered in the patient.Control CT angiography, it was observed that the renal arteries on both sides were open and the right kidney was contrasted.No pathology was observed in the urinary system Doppler ultrasonography performed of the patient.
Case 2:The patient, who was brought to the emergency room at the age of fourteen after falling from approximately 12 meters, had a Glasgow coma scale of 3 and was intubated.Abdominal CT revealed no blood supply in the right renal artery secondary to thrombus or intimal damage, while there was a grade 4 laceration in the left kidney.The patient underwent angiography and thrombolysis to the renal artery by interventional radiology.It was observed that the thrombus did’nt regress.After 24 hour Urinary system Doppler ultrasonography performed before discharge revealed normal flow in the right renal artery.In the scintigraphy performed 3 months after discharge, right kidney function was found to be 36% and left kidney function was 64%.
Conclusion:For cases of bilateral renal artery occlusion, if rapid revascularization can be done, revascularization with endovascular interventions is recommended; otherwise, surgical intervention is recommended; in unilateral cases, revascularization with endovascular interventions or conservative treatment is recommended. While it was observed that the renal artery occlusion spontaneously regressed in both of the cases we followed, the decrease in the function of the damaged side in the scintigraphies was thought to be due to parenchymal damage secondary to micro emboli.
TRAVMA SONRASI RENAL ARTER OKLÜZYONU: 2 OLGUNUN TEDAVİSİ
F Özcan Sıkı, M Sarıkaya, M Gündüz, T Sekmenli, G Kaygısız Bayındır, İ Çiftçi
Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı
Giriş:
Künt travma sonrası renal arter oklüzyonu oldukça nadir görülen bir durumdur. 6 ve 14 yaşında travma sonrası renal arter oklüzyonu olan 2 olguyu sunuyoruz.
Olgu 1:
Altı yaşında yaklaşık 10 metre yüksekten düşme nedeniyle acil servise getirilen hastanın glaskow koma skalası 13 idi . Hastanın sağ flankta hassasiyeti mevcuttu. Bilgisayarlı tomografisinde (bt) sağ renal arterde ve sağ böbrekte kontrast geçişinin olmadığı görüldü. Hastada travmatik renal arter oklüzyonu düşünüldü. Hasta çocuk yoğun bakımda takibe alındı. Takibinin 12. Saatinde kontrol bt anjiografi çekildi. Görüntülerde her iki taraf renal arterin açık olduğu ve sağ böbreğin kontrastlandığı gözlendi. Hasta travma sonrası 7. Gününde yatak istirahati ile taburcu edildi. Hastanın geç dönem takiplerinde yapılan üriner sistem doppler ultrasonografisinde patoloji gözlenmedi. Hastada hipertansiyon gelişmedi.
Olgu 2:
Ondört yaşında yaklaşık 12 metreden düşme ile acil servise getirilen hastanın glaskow koma skalası 3 entübe idi. Batın bt sinde sağ renal arterde trombüs veya intimal hasara sekonder kanlanma olmadığı görülürken sol böbrek grade 4 laserasyonu mevcuttu. Hastaya girişimsel radyoloji tarafından anjiografi ile sağ renal artere trombolitik uygulandı. Trombüsün gerilemediği görüldü. Acil servise gelişinde kreatinin değeri 2.68 olan hastanın takibinin 11. Gününde kreatinin değeri 0.71 e geriledi sonrasında normal sınırlarda seyretti. Taburculuk öncesi yapılan üriner sistem doppler ultrasonografisinde sağ renal arterde normal akım olduğu görüldü. Hasta 18. Günde taburcu edildi. Taburculuğunun 3 ay sonrasında yapılan sintigrafisinde sağ böbrek fonksiyonu %36 sol böbrek fonksiyonu %64 bulundu.
TARTIŞMA:
Bilateral renal arter oklüzyonu olguları için revaskülarizasyonda hızlı davranılması yapılabiliyorsa endovasküler girişimlerle revaskülarizasyonun sağlanması aksi taktirde cerrahi olarak müdahale önerilirken , tek taraflı olgularda ise endovasküler girişimlerle revaskülarizasyon sağlanması veya konservatif tedavi edilmesi önerilmektedir.
Takip ettiğimiz olguların her ikisinde renal arter oklüzyonunun spontan regrese olduğu görülürken sintigrafilerde hasarlanan tarafın fonksiyonunun düşmüş olması mikro embolilere sekonder parankim hasarına bağlı olduğu düşünüldü.